Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın ikinci Enflasyon Raporu toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıdan çıkan ana mesaj, enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının aylık enflasyon verilerindeki katılık kırılana kadar süreceği yönündeydi.
Enflasyon Tahmini Değişmedi
Mart ayı sonrası enflasyon görünümünde aşağı yönlü risklerin öne çıkması, Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon tahmininde bir değişiklik yapmamasına zemin hazırladı. Bu açıdan bakıldığında, toplantının asıl önemi tahmin güncellemelerinden ziyade sıkı duruşun ne kadar süreceği ve likidite yönetiminin nasıl sürdürüleceği konularında verilen sinyallerdi.
Büyüme ve Enflasyon Arasında Zorlu Denge
Ekonomik görünüme dair değerlendirmelerde, özellikle sanayi sektöründe belirgin bir yavaşlamanın tüm öncü göstergeler tarafından teyit edildiği belirtildi. İlk çeyrekte ekonomik aktivite canlı bir seyir izlese de ikinci çeyrek için aynı canlılıktan söz etmek mümkün değil. Bu durum, TCMB’nin karar alma sürecinde büyüme ve enflasyon arasındaki ödünleşimi daha dikkatli yönetmesini gerektiriyor.
Çıktı Açığı Kapandı, Ekonomik Aktivite Yavaşlıyor
Yılın ilk çeyreğinde ekonomik aktivitenin TCMB beklentilerinin üzerinde gerçekleşmesi sonucu çıktı açığı büyük oranda kapanmış durumda. Ancak yılın ikinci çeyreğinden itibaren büyümenin potansiyelin altına gerileyeceği öngörülüyor. Bu da finansal koşullardaki sıkılaşmanın fiyatlar üzerinde daha fazla baskı yaratacağı anlamına geliyor. Raporun sunduğu çıktı açığı grafiği de bu tabloyu destekliyor.
Kredilerde İki Seçenekli Yaklaşım: Faiz mi Limit mi?
Toplantının soru-cevap bölümünde Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın açıklamaları dikkat çekiciydi. TL ve döviz cinsinden kredilerdeki aylık büyüme limitlerinin kredi arzını sınırladığı ifade edilirken, krediye erişim ve maliyetlerde yaşanan sıkıntılara yönelik iki farklı çözüm önerisi dile getirildi:
- Faizleri düşürüp kredi limitlerini sabit tutmak.
- Faizleri yüksek tutup kredi limitlerini artırmak.
TCMB’nin ikinci seçeneğe daha yakın olduğu görülüyor. Enflasyonda ataletin devam ettiği bir dönemde faiz indirimi ihtimal dışı tutulurken, sektörel bazda seçici davranarak kredi limitlerinde artış yapılabileceği mesajı verildi.
Yeni KGF Paketi Gündemde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları doğrultusunda yeni bir Kredi Garanti Fonu (KGF) paketinin gündemde olduğu anlaşılıyor. Enflasyonla mücadele süreci devam ederken, büyüme ve finansal istikrarın da gözetilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Her iki mesajı birlikte değerlendirdiğimizde, öncelikli sektörlere yönelik seçici kredi desteklerinin devreye alınabileceği, ancak genel para politikasında sıkı duruşun sürdürüleceği sonucuna varıyoruz.
Para Politikasında Acele Yok, Likidite Sıkılaşıyor
Toplantıdan çıkan bir diğer önemli mesaj, para politikasında “veri odaklı” yaklaşımın benimsendiği ve olumlu veriler netleşmeden yeni bir adım atılmayacağı yönündeydi. TCMB, fazla likiditenin çekilmesi için likidite senetlerinden çok depo ihalelerini tercih etmeye devam edeceğini belirtti.
KGF Paketine İlişkin Uyarı: Talep ve Enflasyon Riski
Yeni KGF paketinin şirketler açısından finansman olanaklarını artıracağı açık. Ancak geçmişteki deneyimler, KGF paketlerinin iç talebi artırarak cari açık ve enflasyonu yükselttiğini gösteriyor. Bu nedenle, paketin içeriği kamuoyuyla bir an önce paylaşılmalı ve dezenflasyon sürecine zarar vermeyeceği konusunda şeffaf bir iletişim kurulmalı.
Dengeli ve Temkinli Bir Politika Duruşu
TCMB’nin son enflasyon raporu toplantısı, para politikasında hızlı bir gevşeme olmayacağını, ancak finansal koşulları desteklemek adına seçici ve hedefli adımların gündemde olduğunu ortaya koydu. Önümüzdeki süreçte hem enflasyon hem de büyüme dinamiklerini yakından izleyen, dengeli bir para ve kredi politikası izlenmesi bekleniyor.