Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri verilerine göre, yurt dışında yerleşik yatırımcılar 15 Kasım haftasında Türkiye piyasalarında alım yaptı.
Bu dönemde, yabancı yatırımcılar:
- 138,6 milyon dolar tutarında net hisse senedi,
- 9,7 milyon dolar tutarında Genel Yönetim Dışındaki Sektör (ÖST) varlığı,
- 1 milyar 627,3 milyon dolar tutarında Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) satın aldı.
8 Kasım itibarıyla 30 milyar 903,7 milyon dolar olan yabancı yatırımcıların hisse senedi stoku, 15 Kasım’da 32 milyar 141,2 milyon dolara yükseldi.
Aynı şekilde, DİBS stokları son 6 yılın en yüksek seviyesi olan 17 milyar 837,2 milyon dolara ulaşırken, ÖST stokları ise 8,4 milyon dolarlık artışla 389 milyon dolara çıktı.
Bu veriler, yabancı yatırımcıların Türk finans piyasalarına ilgisinin yeniden canlandığını gösteriyor. Bu gelişmeler, yabancı yatırımcıların Türk finans piyasalarına olan ilgisinin son dönemde yeniden arttığını göstermesi açısından önemli bir gelişme. Özellikle uzun bir süredir piyasalardan uzak duran yabancı yatırımcıların, hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) yoğun alım yapması birkaç açıdan dikkat çekici:
- Güven ve Beklentiler:
Yabancı yatırımcılar genellikle piyasalara duydukları güven doğrultusunda hareket eder. Bu alımlar, Türkiye ekonomisinin toparlanacağı veya mevcut seviyelerinin yatırım açısından cazip hale geldiği algısını yansıtıyor olabilir. Özellikle DİBS alımlarının artması, yatırımcıların Türkiye’nin uzun vadeli borçlarını ödemede başarılı olacağına olan inancını gösteriyor. - Kur ve Getiri Odağı:
Türk lirasının değer kaybettiği bir dönemde, yüksek faiz oranları ve uygun maliyetli varlıklar, yabancı yatırımcılar için cazip fırsatlar yaratıyor. Döviz bazında getiri beklentisi, bu tür yatırımları destekleyen önemli bir faktör olabilir. - Piyasalara Etkisi:
Yabancı yatırımcıların piyasaya girmesi, özellikle borsa gibi yerel finansal varlıklar için olumlu bir sinyal. Artan yabancı yatırımlar likiditeyi artırabilir, fiyatları yükseltebilir ve piyasalarda genel bir iyimserlik oluşturabilir. Bu durum, yerli yatırımcıları da olumlu yönde etkileyebilir. - Risk Faktörleri:
Ancak bu gelişmeler, Türkiye’nin makroekonomik risklerinden bağımsız değil. Yüksek enflasyon, cari açık ve dış borç gibi sorunlar, yabancı yatırımcıların tutumlarını uzun vadede etkileyebilir. Özellikle küresel piyasalardaki dalgalanmalar, bu ilginin kalıcı olup olmayacağı konusunda belirsizlik yaratıyor.
Sonuç olarak, bu durum Türkiye ekonomisi için olumlu bir sinyal olsa da, sürdürülebilirlik açısından yapısal reformlar ve ekonomik istikrarın devam ettirilmesi büyük önem taşıyor. Yabancı sermaye girişinin artması, piyasalardaki güvenin yeniden inşası için önemli bir fırsat sunuyor.
Çekince
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
