Türkiye’nin iki dev kurumu, Tüpraş ve Türk Hava Yolları (THY), sürdürülebilir bir gelecek için tarihi bir iş birliğine imza attı.
Yapılan iyi niyet anlaşmasıyla birlikte, Tüpraş İzmir Rafinerisi’nde üretilecek sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF), THY uçaklarında kullanılacak. Bu gelişme, sadece iki şirketin stratejik uyumunu değil, aynı zamanda Türkiye’nin düşük karbonlu geleceğine olan kararlı yürüyüşünü de simgeliyor.
İlk Yerli SAF Teslimatı Yolda
Anlaşma kapsamında Tüpraş, THY’ye sürdürülebilir havacılık yakıtı temin edecek ve bu, THY’nin yurt içindeki ilk SAF tedarik anlaşması olma özelliğini taşıyor. İzmir Rafinerisi’nde mevcut üretim kabiliyetlerini kullanarak 2026 yılında başlayacak üretim süreciyle birlikte, Tüpraş kısa vadede 300 bin ton kapasiteye ulaşmayı hedefliyor. Nihai yatırım kararı ise yıl sonuna kadar açıklanacak.
Karbon Emisyonlarında Yüzde 87 Azalma Mümkün
Bitkisel ve hayvansal atıklardan üretilecek SAF, yaşam döngüsü boyunca geleneksel jet yakıtına kıyasla karbon emisyonlarını yüzde 87’ye kadar azaltabiliyor. Bu yakıt aynı zamanda Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) CORSIA programı ile uyumlu olacak ve uluslararası geçerliliğe sahip sertifikalarla belgelendirilecek.
Tüpraş: Dönüşüm Liderliği Güçleniyor
Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, iş birliğini değerlendirirken, şirketin “Enerjimiz Geleceğe” mottosu ile başlattığı dönüşüm yolculuğunun yeni bir aşamasına geçildiğini belirtti. Yelmenoğlu, sadece rafinajda değil, yeşil hidrojen, sıfır karbonlu elektrik ve SAF üretimi gibi alanlarda da öncü rol üstlenmeye devam edeceklerini vurguladı. Bu kapsamda THY ile yapılan iş birliğini, sadece yakıt temini değil, aynı zamanda Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecinde bir yapı taşı olarak tanımladı.
THY: Sürdürülebilir Havacılığın Yol Haritası
THY Genel Müdürü Bilal Ekşi ise, anlaşmanın çevresel etkilerin azaltılması ve alternatif yakıt kullanımının artırılması açısından stratejik önemine dikkat çekti. Ekşi, “2050 karbon nötr hedefimiz doğrultusunda, sadece uçaklarımızı modernleştirmiyoruz; yakıtın üretildiği noktadan operasyonel süreçlerin en küçük detayına kadar sürdürülebilirlik perspektifini benimsiyoruz” dedi.
Türkiye İçin Yeni Bir Sayfa
Bu iş birliği sadece kurumsal bir anlaşma değil; aynı zamanda Türkiye’nin enerji ve havacılık sektörlerinde sürdürülebilirlik odaklı büyüme modeline geçtiğinin somut bir kanıtı. Yerli üretimle sağlanacak SAF, enerji ithalatını azaltacak, döviz tasarrufu sağlayacak ve aynı zamanda çevresel faydalarıyla da ülke ekonomisine çok boyutlu katkı sunacak.
Avrupa Birliği ve ICAO gibi uluslararası kuruluşların sürdürülebilir yakıt kullanımını zorunlu hale getirdiği bu dönemde, Türkiye’nin de bu sürece proaktif şekilde entegre olması, stratejik bir kazanım olarak değerlendirilmeli.
Tüpraş ve THY’nin öncülüğünde başlayan bu adım, Türkiye’nin enerji dönüşümündeki vizyonunun sadece söylemde kalmadığını, somut projelerle desteklendiğini ortaya koyuyor. Bu gelişme, sadece iki kurum için değil, tüm Türkiye için düşük karbonlu bir geleceğe giden yolun dönüm noktalarından biri olmaya aday.