Borsada Algı Yönetimi ve Gerçekler

Borsa, bazıları için bir ekonomi göstergesi, bazıları için kumarhane, bazıları için de “dayının attığı tüyo” ile zengin olunacak bir cennet. Ama aslında borsa, modern çağın en sofistike tiyatro sahnelerinden biridir. Burada aktörler algoritmalar, senaryo ise algı yönetimidir. Gerçekler? Onlar sadece perde arkasında fısıldaşır.

Sabah Rallisi, Akşam Çöküşü

Her sabah bir yatırımcı uyanır ve “bugün Borsa İstanbul %3 artacak” umuduyla gözlerini açar. Aynı anda bir başka yatırımcı, “bugün her şey çökecek” paniğiyle ekranını açar. Sonuç? İkisi de yanılır, çünkü gerçekleri fiyatlayan bir sistemden çok, duygu durumuna göre dans eden bir piyasa ile karşı karşıyayız.

Bir şirketin bilançosu zararla mı kapandı? Hiç önemli değil. Eğer CEO “gelecek çeyrek umut verici” dediyse, hisse tavan olabilir. Aynı şekilde, yıllık %200 kâr açıklayan bir şirketin hissesi, bir sosyal medya hesabından yayılan “şirket sahibinin eniştesi yurt dışına kaçtı” haberiyle yere çakılabilir. Çünkü borsada hakikat değil, hikâyeler fiyatlanır.

Algı Yönetiminin İnce Sanatı

Algı, borsada fiyatı belirleyen en değerli metadır. Öyle ki, bazı şirketlerin PR bütçesi, Ar-Ge bütçesinden fazladır. Bilanço kötü gelirse sorun yoktur; yeter ki “kısa vadeli bir düzeltme hareketi” anlatımı ustaca yapılsın. Biraz grafik, biraz uzman yorumu, biraz da Twitter fenomeni desteğiyle, yatırımcılar “geleceğe yatırım yapıyoruz” diyerek zararda beklemeye razı olurlar.

Analistler ne der? “Teknik olarak 34,78 direnci kırılırsa önce 38, sonra 45 hedeflenebilir.” Peki ya düşerse? “Yatırımcının zarar kes seviyesi 29,80’dir.” Şahane! Yani çıkarsa kazanacağız, düşerse stop oluruz. Bilinmezlik bu kadar net açıklanamazdı!

Yatırım mı, İnanç Sistemi mi?

Borsa bazen ekonomiyle ilgilidir; çoğu zaman ise inançla. Şirketin üretimi durmuş, borcu tavana vurmuş, yönetim kurulu yıllardır aynı üç kişiden oluşuyor olabilir. Ama eğer “bu hisse uçacak” diyen bir Telegram grubu varsa, o hisse gerçekten uçar. Yatırımcılar bilanço yerine kahin takip eder. Çünkü kimse sabretmek istemez; herkes “coin gibi uçacak hisse” arar.

Gerçekler? Onlar Grafiklerin Altında Gizlidir

Gerçekler vardır ama pek ilgi çekmez. Temettü ödeyen sağlam şirketlerin hisseleri genellikle sessizdir. Düşük profilli ama sağlam bilançosu olan şirketler ekranlarda yer bulamaz. Çünkü onlar dramatik değildir. Oysa borsa artık bir sahne: Volatilite varsa ilgi vardır. Drama yoksa fiyat yoktur.

Sonuç Yerine

Borsa, bir yandan ekonomik göstergedir; diğer yandan kitlesel davranışların laboratuvarıdır. Ama her şeyden önce bir aynadır: İnsanların sabırsızlığını, açgözlülüğünü ve umutlarını yansıtır. Bu yüzden borsada kazananlar genellikle gerçekleri bilenler değil, algıları yönetenlerdir.

Ve unutmayın: Bir hisse tavan yaparken herkes dâhidir. Ama taban yaparken yalnız gerçekler konuşur — tabii kimse dinlemeye yanaşırsa.