Borsa: Bileşik Faiz Getirisi Çalışsın, Sen İşine Bak

Yatırım dünyasında her şeyin bir sırrı vardır; grafik okuma teknikleri, bilanço analizleri, sektörel dönüşümler, politik riskler… Ama en büyük sır, en basit olanıdır: Zaman. Evet, borsa sihirbazlarının arayıp da bulamadığı o kutsal kâse aslında herkesin cebinde duran şeydir. Ancak nedense, en çok da ona sabredilmez. Çünkü insan doğası “hızlı sonuç” ister, “şimdi ve burada” kazanmak ister. Oysa borsa, sabrı olanlara çalışır. Daha doğrusu, bileşik faiz çalışır; sen sadece uslu dur yeter.

Bileşik faizin ne olduğu çok basit bir hesap: Kazancın kazanç getirmesi. Yani kazandığınla yeni yatırım yaparsın, o da kazanç getirir, sonra onun da getirisi olur… ve yıllar geçtikçe bu döngü çığ gibi büyür. Borsa burada sadece bir araçtır. Yatırımcı kendini çok özel bir şey yapıyormuş gibi hisseder ama aslında yaptığı şey, bileşik faize alan açmaktır. Hatta şöyle söyleyelim: Sen yeter ki panik yapma, ekrana yapışma, grafiğe her gün büyüteçle bakma; bırak sistem kendi kendine çalışsın. Ama işte sorun da burada başlar: İnsan, kazancın doğal olarak büyümesine razı gelmez. Müdahale etmek ister. Bir şeyler “yapması” gerektiğini düşünür. Oysa bazen en doğru yatırım hamlesi, hiçbir şey yapmamaktır.

Borsada kısa vadeli kazançlar genellikle tesadüflerin ürünüdür. Elbette şans faktörü her zaman vardır ama esas mesele, o kazancı sürdürebilmektir. Yani 100 TL’yi 110 TL yapmak değil, o 10 TL’yi yıllar içinde 100 TL’ye çevirebilmektir. Bu da sadece bileşik getiriyle olur. Ama yatırımcı sabırsızdır. Beklemektense “acaba daha hızlı ne yapabilirim” sorusuna yönelir. Bu da onu, getiri sağlayan sistemin dışına iter. Kazandığını zannederken, aslında gelecekteki büyük kazancını sabırsızlıkla sabote eder.

Piyasa düşer, yatırımcı telaşlanır. Piyasa yükselir, yatırımcı acele eder. Ne olursa olsun, “bir şeyler yapmak gerek” düşüncesi galip gelir. Ama piyasa, sabırlı olanın yanında yer alır. Çünkü piyasanın doğasında, ani hareketlere değil, uzun vadeli eğilimlere ödül vermek vardır. Bu yüzden Warren Buffett yıllarca sabırla beklemiş, bileşik faiz onun adına çalışırken o sadece işine bakmıştır. Bugün “efsane” diye anılmasının sebebi harika hisse seçimleri değil, sabırla o hisseleri tutabilme cesaretidir.

Borsa bir sinir testidir aslında. Kazandığında da, kaybettiğinde de seni sınar. En çok da hiçbir şey olmuyormuş gibi görünen zamanlarda seni denetler. O dönemlerde birçok yatırımcı sıkılır, başka fırsatlara atlar, sabırsızlıkla kararı bozup sistemi kırar. Oysa tam da o anlarda, bileşik getirinin görünmez çarkları çalışmaktadır. Sabreden yatırımcı bunu göremez ama hisse senedi, temettü, yeniden yatırım gibi mekanizmalar arka planda işini yapar.

Yani sonuçta mesele şu: Borsa karmaşık bir bilmece değildir. Bilinmesi gereken şey bellidir: Kazancın kazanç getirmesi zaman alır. Bu zamanı kısaltmaya çalışmak, çoğu zaman süreci bozmak anlamına gelir. O yüzden en iyisi, portföyüne güvenip sabırlı olmaktır. Evet, borsa çalışsın, bileşik faiz işlesin, sen de işine bak. Ekrana her gün bakmak, piyasa haberlerini kurcalamak, yeni “tüyolar” kovalamak, aslında yatırım değil; dikkat dağınıklığıdır. Kazanmak istiyorsan sistem kur, sabret ve müdahale etme. Çünkü para, sabırlıya akar; panik yapana değil.