Barınma Krizi ve Konut Politikaları: Herkes İçin Uygun Fiyatlı Evler

Temel Hak Olarak ve Çözüm Arayışları

Günümüzde dünyanın dört bir yanında metropoller, “lüks rezidanslar” ile gecekondu mahallelerinin yan yana durduğu bir çelişkiyle karşı karşıya. İstanbul’da bir aile, maaşının yüzde 70’ini kiraya verirken, Ankara’da genç bir çift ev sahibi olma hayalini erteliyor. Konut, artık sadece bir barınma aracı değil; ekonomik eşitsizliğin, politik kararların ve küresel krizlerin kesiştiği bir savaş alanı. Peki bu krizi derinleştiren ne? Çözüm için hangi adımlar atılmalı?

Krizin Boyutları: Rakamlar Ne Söylüyor?

‘de son beş yılda konut fiyatları ortalama %400 artarken, kiralar enflasyonun çok üzerinde seyrediyor. verilerine göre, hanehalkının %45’i gelirinin üçte birini konuta harcıyor. Gençler arasında ev sahipliği oranı ise Avrupa’nın çok altında. Küresel ölçekte ise , 1.6 milyar insanın “yeterli barınma” imkânından yoksun olduğunu belirtiyor.

Kök Nedenler: Spekülasyondan Plansız Kentleşmeye

  1. Finansallaşan Piyasası: Konut, aracına dönüştü. Düşük faizli krediler ve spekülatif alımlar, fiyatları şişiriyor.
  2. Gelir Adaletsizliği: Asgari ücretle çalışan biri, İstanbul’da 120 yıl yaparak ev alabilir!
  3. Kentsel Dönüşümün Karanlık Yüzü: projeleri, dar gelirlileri şehir merkezlerinden uzaklaştırıyor. Sosyal konutlar, ihtiyacın çok gerisinde.
  4. Politik İrade Eksikliği: Konut politikaları, seçim vaadi olmaktan öteye geçemiyor.

Dünyadan Başarılı Modeller: İlham Alınacak Ne Var?

  • Viyana’da Sosyal Konut Mucizesi: Kentin %60’ı devlet destekli konutlarda yaşıyor. Kiralar gelirin %25’ini geçmiyor.
  • Singapur’da Kamusal Planlama: Nüfusun %80’i HDB konutlarında oturuyor. Ev sahipliği, millî bir .
  • Finlandiya’da “Önce Konut” Politikası: Evsizlik, bireysel bir sorun değil, sistem hatası olarak görülüyor.

Çözüm Önerileri: Adil ve Erişilebilir Konut İçin 5 Adım

  1. Toprak ve Konut Spekülasyonunu Dizginlemek: Boş konutlara artan oranlı , kısa süreli kiralamaların (Airbnb) sınırlandırılması.
  2. Sosyal Konutları Yaygınlaştırmak: TOKİ’nin bütçesinin en az %50’sini düşük gelirli gruplara ayırmak, şehir merkezlerinde sosyal konut siteleri inşa etmek.
  3. Kira Denetimi ve Gelire Endeksli Kiralık Konutlar: Alman modelinde olduğu gibi, kira artışlarını enflasyonla sınırlamak.
  4. Kooperatifçiliği Teşvik: Tüketici kooperatifleriyle düşük maliyetli inşaat modelleri (örnek: Uruguay’ın FUCVAM’ı).
  5. Katılımcı Planlama: Yerel yönetimlerin, sakinlerle birlikte “kentsel tasarım atölyeleri” düzenlemesi.

Son Söz: Konut, Bir Ayrıcalık Değil Haktır!

Konut krizi, beton ve çelikten değil; adaletsizlikten besleniyor. Çözüm, “daha çok gökdelen” değil, hakkaniyetli paylaşımda yatıyor. Unutmayalım: Bir toplumun medeniyet seviyesi, en zayıf bireyinin yaşam standardıyla ölçülür.

Yarınlarımız için ses verelim: Herkesin güvenle yaşayabileceği bir ev, temel bir insanlık hakkıdır.