Türkiye’nin CDS Riski ve Finans Piyasalarına Etkileri: Bir Analiz

Takası veya Kredi Risk Primi (CDS), bir ülkenin veya şirketin borcunu ödeyememe riskine karşı sigorta görevi gören finansal bir enstrümandır. CDS primi, risk algısı arttıkça yükselir; azaldıkça düşer. gibi gelişmekte olan ekonomiler için CDS, uluslararası yatırımcıların güvenini ölçen kritik bir gösterge haline gelir. Peki, bugün itibarıyla Türkiye’nin CDS primi ne durumda ve bu rakam piyasaları nasıl şekillendiriyor?

Türkiye’nin Güncel CDS Primi: Rakamlar Ne Söylüyor?
2023 son çeyreğinde Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi 500-600 baz puan bandında seyrediyordu. Ancak bu rakam, jeopolitik gerilimler, enflasyonist baskılar ve politikalarına bağlı olarak ani dalgalanmalar gösterebiliyor (okuyuculara not: Güncel veriler için Bloomberg veya Investing takip edilebilir). An itibarıyla ülkemizin CDS primi 256,37 civarında bulunmaktadır. Örneğin, 2018’de ABD ile yaşanan diplomatik krizde CDS 700’ü aşmış, 2020’de pandemi döneminde ise 900 baz puanı görmüştü. Bugünkü seviyeler, riskin hâlâ yüksek ama “kontrol edilebilir” sınırlarda olduğunu işaret ediyor.

CDS’i Yükselten Dinamikler: -Politik Kırılganlıklar

  1. Enflasyon ve Para Politikası: Türkiye, %60’ları aşan enflasyonla mücadele ederken, “ düşürme” odaklı politikalar CDS primini yukarı çekiyor. Yatırımcılar, reel faizin negatif olduğu ortamda risk primi talep ediyor.
  2. Döviz Rezervleri ve : Net rezervlerin yetersizliği ve enerji ithalatı kaynaklı cari açık, Lira’nın değer kaybı endişesini besliyor.
  3. Jeopolitik Riskler: Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki denge politikası, Batı ile ilişkilerdeki gerilimler ve Suriye meselesi, CDS’i olumsuz etkiliyor.

CDS’in Piyasalar Üzerindeki Etkisi: Domino Taşı

  • Devlet Tahvilleri: Yüksek CDS, Hazine’nin uluslararası piyasalarda borçlanma maliyetini artırıyor. Örneğin, 500 baz puanlık CDS, Türkiye’nin 10 yıllık tahvil faizinin ABD tahvillerine kıyasla %5 daha pahalı olması anlamına geliyor.
  • Döviz Piyasası: CDS’deki artış, yabancı yatırımcıların ünü TL varlıklardan çekmesine neden oluyor. Bu durum, Lira’nın değer kaybını hızlandırıyor ve enflasyonu körüklüyor.
  • Borsa ve Bankacılık: Yabancı sermaye çıkışı, BIST-100 endeksinde yaratırken, bankaların yurtdışı finansman maliyetini yükseltiyor. Özellikle dış borcu yüksek olan finans kuruluşları için likidite riski artıyor.

Makroekonomik Sonuçlar: Büyüme ve Hanehalkı
CDS’deki kronik yükseklik, uzun vadede ekonomik büyümeyi baskılayabilir. Zira artan borçlanma maliyetleri, kamu yatırımlarını kısabilir. Ayrıca, Lira’nın değersizleşmesi, ithal ürünler (ilaç, ) üzerinden hanehalkının alım gücünü düşürüyor.

Karşılaştırmalı Analiz: Brezilya ve Mısır Örneği
Türkiye’nin CDS primi, Brezilya (250 baz puan) ve Mısır’ın (1.200 baz puan) arasında seyrediyor. Brezilya’nın daha düşük CDS’i, merkez bankasının enflasyonla mücadelede “geleneksel” politikalar izlemesine bağlanırken, Mısır’daki yüksek risk, döviz kıtlığı ve siyasi istikrarsızlıkla açıklanıyor.

Çıkış Yolu: Ne Yapılmalı?

  • Para Politikasında İnandırıcılık: Enflasyon hedeflemesine dayalı, bağımsız bir faiz artırım süreci.
  • Yapısal Reformlar: Dışa bağımlılığı azaltacak üretim modeli ve doğrudan yabancı yatırımı teşvik.
  • Siyasi İstikrar: Batı ile ilişkilerin normalleşmesi ve bölgesel gerilimlerde arabulucu rol.

Son Söz: Riskler Fırsata Çevrilebilir mi?
Türkiye, genç nüfusu ve coğrafi konumuyla potansiyelini realize edebilirse, CDS primi hızla düşebilir. Ancak bu, kısa vadeli popülist adımlar yerine, uzun soluklu reformlar gerektiriyor. Ekonomi yönetiminin “rasyonalite” vurgusu, CDS piyasalarında test edilmeye devam edecek.

Yazar Notu: CDS verileri dinamiktir; bu makale genel bir çerçeve sunar. Yatırım kararları için güncel analiz şarttır.