Avrupa doğal gaz piyasasında fiyatlar, jeopolitik tansiyonun yeniden yükselmesiyle birlikte artış eğilimini sürdürdü.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya’ya Ukrayna’da ateşkese varılması için verdiği yeni 10 günlük süre ve ardından gelen yeni yaptırım uyarısı, enerji piyasalarında risk algısını derinleştirdi. Çarşamba günü itibarıyla Avrupa’nın gösterge TTF doğal gaz kontratı %0,7 artışla megavat saat başına 34,97 euro seviyesine yükseldi. Fiyatlar yalnızca bu hafta içinde %5’in üzerinde bir artış kaydetmiş durumda.
Trump’ın açıklamaları, Rus petrol ihracatına yönelik ağır yaptırımların kapıda olduğu sinyalini veriyor. Bu tür yaptırımlar yalnızca Avrupa’yı değil, Hindistan gibi Rus petrolüne büyük oranda bağımlı ülkeleri de doğrudan etkileyebilir. Doğal gaz piyasası açısından ise bu gelişmeler, enerji tedarik zincirindeki kırılganlıkları yeniden gün yüzüne çıkarmış oldu.
Analistler, küresel arzın daralması durumunda uluslararası LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) pazarında rekabetin sertleşeceği uyarısında bulunuyor. Özellikle Asya ülkelerinde artan LNG talebi, mevcut arz kapasitesine olan baskıyı artırarak Avrupa’nın LNG tedarikini daha da zorlaştırabilir. Bu durum, hem fiyatların yükselmesine hem de tedarik sürelerinin uzamasına neden olabilecek yapısal riskleri beraberinde getiriyor.
Avrupa ülkeleri, kış aylarına hazırlık amacıyla doğal gaz stoklarını doldurma sürecine hız vermiş durumda. Ancak küresel piyasadaki rekabetin yoğunlaşması, bu çabaların istenilen düzeyde etkili olmasını engelleyebilir. Özellikle kış aylarında yaşanabilecek olağanüstü soğuklar veya arz kesintileri, fiyatların çok daha yüksek seviyelere tırmanmasına neden olabilir.
Bu gelişmeler, Avrupa’nın enerji güvenliği konusundaki kırılganlığını bir kez daha ortaya koyarken, politik risklerin enerji fiyatları üzerindeki etkisinin ne denli güçlü olduğunu da gözler önüne seriyor. Jeopolitik gerginliğin tırmandığı dönemlerde enerji fiyatlarındaki oynaklık, yalnızca piyasaları değil, aynı zamanda sanayi, ısınma ve üretim maliyetleri yoluyla geniş halk kitlelerini de doğrudan etkiliyor. Avrupa’nın bu belirsizlik ortamında enerji arzını güvence altına almak için kaynak çeşitliliğine ve uluslararası iş birliklerine daha fazla odaklanması gerekecek.
Sonuç olarak, hem ABD-Rusya gerilimi hem de Asya’daki talep artışı, Avrupa doğal gaz piyasasında fiyatların kısa vadede yukarı yönlü baskı altında kalmasına neden olacak gibi görünüyor. Önümüzdeki haftalarda siyasi açıklamalar ve doğalgaz akışına ilişkin veriler, piyasaların yönünü belirlemede kritik rol oynayacaktır.








