Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) tarafından yayımlanan “TESPAM World Energy Outlook 2100” raporuna göre, küresel enerji tüketimi 2024 yılına kıyasla 2100 yılına kadar yüzde 74 oranında artarak 1,08 milyar gigajoule seviyesine ulaşacak.
Enerji Talebinde Artışın Kaynağı: Gelişmekte Olan Ülkeler
Raporda, özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde enerji talebinde önemli artışlar yaşanacağı öngörülüyor. Bu artışın temelinde, düşük maliyetli fakat yüksek enerji tüketen teknolojilere yönelimin yattığı belirtiliyor. Çin’in dünyanın en büyük enerji tüketicisi konumunu koruyacağı, ancak küresel talepten aldığı payın azalacağı tahmin ediliyor. En hızlı büyümenin ise Hindistan’da yaşanması bekleniyor. ABD ve Avrupa Birliği ise daha sabit ya da kısmen gerileyen talep profilleriyle öne çıkıyor.
Enerji Kaynaklarında Dönüşüm: Nükleer ve Yenilenebilir Yükselişte
Fosil yakıtların küresel enerji üretimindeki payının azalacağına dikkat çekilen raporda, nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yükselişe geçeceği vurgulanıyor. 2100 yılı itibarıyla:
- Nükleer enerjinin toplam arz içindeki payı %23,2’ye yükselecek,
- Güneş ve rüzgar öncülüğünde yenilenebilir enerjinin payı %21,4’e ulaşacak,
- Petrol %25,8’lik oranla sistemdeki yerini koruyacak,
- Kömür ise %26,6’dan %11,2’ye gerileyerek en sert düşüşü yaşayacak.
Net Sıfır Hedeflerinde Sapma Beklentisi
Rapora göre, mevcut eğilimler net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmanın zor olacağını gösteriyor. Küresel karbon salımının 2100 yılına kadar yalnızca %23 oranında azalacağı tahmin edilirken, bazı ülkelerin katkısı dikkat çekiyor:
- Çin: %71 azalma
- ABD: %58 azalma
- Avrupa Birliği: %68 azalma
- Türkiye: 400 milyon ton seviyesinde sabit kalma
- Hindistan: %33 artış
Jeopolitik ve Ekonomik Dinamiklerin Etkisi
TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, gelişmekte olan ülkelerin zamanla gelişmiş ülkeler kadar enerji tüketmek zorunda kalacağını belirterek, bunun bir tercihten çok zorunluluk olduğunu ifade etti. Ayrıca, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının ve küresel ekonomik durgunlukların enerji yatırımlarını etkileyebileceğine dikkat çekti. Yeterli yatırım yapılmadığı takdirde yeni bir küresel enerji krizinin ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye Dengeli Bir Enerji Stratejisi İzliyor
Türkiye’nin yerli ve bağımsız enerji yatırımlarına hız verdiğini vurgulayan Akyener, yenilenebilir enerji, nükleer enerji, petrol ve doğal gazda önemli bir sinerji yakalandığını söyledi. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefinin, AB ile rekabetçi ve sürdürülebilir bir ticaret yapısının da temeli olduğunu ifade etti.
Almanya’nın nükleerden çıkış ve bazı kömür santrallerini kapatma kararlarının enerji maliyetlerini artırdığına, bu durumun Çin karşısında rekabet gücünü düşürdüğüne dikkat çeken Akyener, Türkiye’nin daha dengeli bir strateji izlediğini ve bu yaklaşımın sürdürülmesinin önem taşıdığını belirtti.
Enerji Geleceği ve Sürdürülebilirlik
Raporda ortaya konan projeksiyonlar, enerji dönüşümünün uzun vadeli ve dikkatle yönetilmesi gereken bir süreç olduğunu ortaya koyuyor. Sadece kaynakların çeşitlendirilmesi değil, aynı zamanda enerji verimliliğinin artırılması ve temiz teknolojilere yatırım yapılması da kritik önemde. Gelişmekte olan ülkelerin artan talebiyle birlikte, küresel ölçekte iş birliği ve teknoloji transferi hayati bir rol oynayacak.