Borsa İstanbul’da haftanın son işlem gününde sert satış dalgası yaşandı. BIST 100 endeksi, kritik 9.500 puan seviyesinin hemen üzerinde kapanış yaptı. Satışların arkasında sistemik bir risk olup olmadığı tartışılırken, piyasa oyuncuları ağırlıklı olarak algoritmik işlemler ve yüksek frekanslı satışların etkili olduğu görüşünde birleşiyor.
Küresel Etki ve Yerel Tepki: ABD Verileri Satışı Derinleştirdi
Aynı gün ABD’den gelen beklentilerin altında kalan perakende satış verileri, küresel piyasalarda faiz indirimi beklentilerini artırdı. ABD 10 yıllık tahvil getirilerinde 10 baz puanlık düşüş görülürken, bu gelişme Borsa İstanbul’daki satış baskısını tetikledi. Türkiye’de ise CDS (ülke risk primi) gerilemeye devam ederken, döviz kurları ve tahvil faizlerinde bozulma gözlenmedi.
Yabancı Satışı: 3 Günde 16 Milyar TL
Yabancı yatırımcılar, sadece üç günde toplam 16 milyar TL’lik net satış gerçekleştirdi. Özellikle Anadolu Efes, Arçelik, Astor, Doğuş Otomotiv, Ford Otosan, Garanti Bankası, Koç Holding ve Sasa gibi endeks ağırlığı yüksek hisselerde yoğun satış baskısı görüldü. Buna karşılık, Çimsa ve Emlak GYO gibi sınırlı sayıda hisse pozitif ayrışarak günü yükselişle tamamladı.
Makro Göstergeler Olumlu, Güven Sorunu Devam Ediyor
Sistemik risk göstergelerinde bozulma yok. Türkiye’nin CDS’inde düşüş sürerken, TL’deki göreceli istikrar korunuyor. Ancak yatırımcılar hâlâ temkinli bir duruş sergiliyor. Bunun nedeni, güçlü reel faiz ortamına rağmen TL’ye olan güvenin zayıf kalması ve yatırımcı psikolojisinin henüz toparlanamaması.
9.000–11.000 Puan Arasında Konsolidasyon
Uzmanlar, BIST 100’ün 9.000–11.000 puan aralığında konsolide olduğunu belirtiyor. 10.000 puan üzerindeki kalıcı yükselişler için uzun vadeli tahvil faizlerinde %34’ten %30’a düşüş gerektiği ifade ediliyor. Özellikle bankacılık sektöründe yaklaşık %25 oranındaki değer kaybının alım fırsatı sunduğu görüşü öne çıkıyor.
Enflasyon ve Faiz Dengesi: Sıkı Para Politikası Sürüyor
Resmi yıllık enflasyon %39 seviyesinde. Politika faizi ise %49’da tutuluyor. Bu durum TL varlıklar açısından yüksek reel faiz anlamına geliyor. Ancak kur sepetindeki %13’lük artış, yatırımcının TL’ye geçişte tereddüt yaşadığını ve güven eksikliğinin hâlâ belirleyici olduğunu gösteriyor.
19 Haziran Merkez Bankası Toplantısı Bekleniyor
Piyasalar, 19 Haziran’daki TCMB Para Politikası Kurulu toplantısına odaklanmış durumda. Faiz indirimi ihtimali gündemde olsa da kararın, Mayıs ayı enflasyon verisine bağlı olacağı belirtiliyor. Sıkı para politikası ve makro ihtiyati önlemlerle gecelik TL faizleri %49’a kadar çıkarılarak TL’nin cazibesi korunmaya çalışılıyor.
Zayıf İlk Çeyrek Bilançoları: Beklentiler Karşılanamadı
2025 yılı ilk çeyrek bilançoları genel olarak beklentilerin altında kaldı. Endeks ağırlığı yüksek şirketlerde ciro ve operasyonel kârlılık baskısı öne çıkarken, net kârlılığı olumlu etkileyebilecek şirket sayısı oldukça sınırlı. Uzmanlar, yüksek faiz ortamında şirketlerin fonlama maliyetlerinin artacağını, bu durumun ikinci ve üçüncü çeyrek performanslarını da baskılayabileceğini belirtiyor.
Tahvil Faizleri ve Fon Tercihleri Değişiyor
Tahvil piyasasındaki hareketlilik, yatırımcı tercihlerinde de değişiklik yarattı. Para piyasası fonları ile tahvil içeren fonlar arasında geçiş yaşanırken, yatırımcılar kısa vadede tahvili daha avantajlı buluyor. Fon yöneticileri, faiz indirimi beklentileri doğrultusunda kademeli gevşeme senaryolarını fiyatlamaya başladı.
Yabancı Yatırımcı Akımları ve Döviz Talebi
Nisan ayında yabancı yatırımcılar 195 milyon dolarlık net hisse alımı gerçekleştirdi. Yılbaşından bu yana toplam net alım 578 milyon dolara ulaştı. Döviz tevdiat hesaplarında ise 29 Mayıs haftasında 802 milyon dolarlık azalma görüldü. Ancak rezervlerin sınırlı olması, olası yeni döviz talebi dalgasında Merkez Bankası’nın zorluk yaşayabileceğine işaret ediyor.
Temkinli İyimserlik
Borsa İstanbul, hem küresel hem yerel belirsizliklerin etkisiyle denge arayışını sürdürüyor. Yabancı ilgisinin sınırlı olması, yüksek faiz ortamı ve zayıf bilançolar yatırımcı güvenini baskılıyor. Ancak CDS ve döviz istikrarı gibi göstergelerin güçlü kalması, orta vadeli görünümde temkinli iyimserliği destekliyor.
Yatırımcıların bu süreçte kısa vadeli pozisyonlarda dikkatli olmaları, defansif sektörlere yönelmeleri ve özellikle bankacılık hisselerindeki fırsatları yakından takip etmeleri öneriliyor. Haziran ayındaki Merkez Bankası toplantısı ve enflasyon verisi, piyasaların yönü açısından belirleyici olacak.