Kripto piyasaları bir kez daha tarihe tanıklık ediyor. Bitcoin, QCP Capital’in paylaştığı son rapora göre 125 bin doların üzerine çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak bu kez hikâye önceki rallilerden farklı. Fiyatı zirveye taşıyan dinamikler arasında kurumsal sermaye ya da ETF akışları değil, bireysel yatırımcıların güçlü ilgisi ve küresel belirsizlik döneminde yeniden alevlenen “güvenli liman” arayışı öne çıkıyor.
ABD’de hükümetin kapanmasıyla birlikte piyasalarda belirsizlik artarken, yatırımcıların riskten kaçış refleksi devreye girdi. Bu ortamda altınla birlikte Bitcoin de yeniden “sığınak varlık” olarak konumlandı. Özellikle son haftalarda altın fiyatlarında görülen yükselişin paralelinde Bitcoin’in de aynı yönde hareket etmesi, dijital altın anlatısının yeniden güç kazandığını gösteriyor. QCP Capital, bu sürecin tamamen bireysel yatırımcılar tarafından sürüklendiğini, ETF girişlerinin durduğu bir dönemde yaşanan bu yükselişin kurumsal dışı talebin ne kadar etkili olabileceğini ortaya koyduğunu belirtiyor.
Hafta sonu likiditenin düşük olduğu saatlerde gelen bu hızlı ralli, alışılmışın aksine büyük cüzdanlardan satış baskısı görmedi. Bu durum, “balina” olarak tanımlanan büyük yatırımcıların pozisyonlarını koruduğuna işaret ediyor. Önceki iki yükseliş denemesinde 123 bin dolar civarında gelen sert satışların bu defa görülmemesi, piyasada güvenin arttığı yönünde yorumlanıyor. Bitcoin’in arz tarafında da tablo destekleyici: Borsalardaki BTC miktarı son altı yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Bu da kıtlık hikayesini güçlendiriyor ve fiyatın uzun vadede destek bulabileceği yönünde bir sinyal veriyor.
Öte yandan kaldıraçlı işlemlerdeki hareketlilik dikkat çekici seviyelere ulaştı. Deribit’te fonlama oranı yüzde 35’e, Hyperliquid’de yüzde 29’a kadar çıktı. Bu oranlar, kısa vadede düzeltme riskinin arttığına işaret ediyor. QCP, yatırımcıların Ekim sonu vadeli opsiyonlarını 126–128 bin dolar aralığına taşıdığını, bunun da piyasanın yukarı yönlü momentumuna olan güveni yansıttığını söylüyor. Ancak bu tür aşırı ısınma dönemlerinin genellikle bir “soğuma” evresiyle devam ettiği unutulmamalı.
QCP Capital, yükselişin kalıcı olabilmesi için kurumsal girişlerin yeniden ivme kazanması gerektiği uyarısında bulunuyor. Spot ETF’lerde geçen hafta görülen 3,2 milyar dolarlık giriş, Bitcoin’in yönü açısından kritik bir gösterge olarak değerlendiriliyor. Eğer bu akışlar sürerse, 125 bin doların yalnızca bir “geçiş durağı” olabileceği, fiyatın 130 bin dolar ve üzerine tırmanmasının mümkün olduğu konuşuluyor.
Bununla birlikte, mevcut tablo bir kez daha Bitcoin’in doğasını hatırlatıyor. Geleneksel piyasalarda krizler derinleştiğinde, para birimlerine güven azaldığında veya hükümetlerin mali disiplini sorgulandığında Bitcoin’in bir alternatif olarak öne çıkma refleksi çalışıyor. Bu yönüyle BTC, sadece bir yatırım aracı değil, aynı zamanda sistemsel stres dönemlerinde ortaya çıkan dijital bir sigorta işlevi görüyor.
Bugün gelinen noktada 125 bin dolar seviyesi, sadece bir fiyat değil, aynı zamanda bir anlatının yeniden dirilişi anlamına geliyor. “Bitcoin öldü” diyenlerin sustuğu, “dijital güvenli liman” söyleminin yeniden hakim olduğu bir döneme girilmiş durumda. Ancak bu yükselişin kalıcı olup olmayacağı, bireysel talebin kurumsal destekle birleşip birleşmeyeceğine bağlı olacak. Eğer küresel makro tablo gerginliğini korur, ETF girişleri de güçlenirse, Bitcoin önümüzdeki aylarda yalnızca yeni zirveler değil, yeni bir ekonomik dönemi de simgeleyebilir.
Bitcoin’in hikayesi bir kez daha insan psikolojisiyle, korkuyla, güvenle ve fırsatla iç içe yazılıyor. Bu defa sahnede bireysel yatırımcılar var — ve tarihin akışını belki de onlar belirliyor.








