ABD’li çip devi Nvidia, tarihe adını altın harflerle yazdırarak piyasa değeri 4 trilyon doları aşan ilk şirket oldu.
Şirketin hisseleri ABD’de borsaların açılmasıyla birlikte yaklaşık yüzde 2,8 artış göstererek 164,42 dolara yükseldi ve böylece Nvidia’nın toplam piyasa değeri 4 trilyon dolar eşiğini geride bıraktı. Bu gelişmeyle Nvidia, yalnızca teknoloji dünyasında değil, tüm küresel piyasalarda kendine bambaşka bir yer açtı.
Aslında Nvidia’nın bu hızlı yükselişi son birkaç yılın en dikkat çekici finansal hikâyelerinden biri. Geçtiğimiz yıl şubat ayında piyasa değeri ilk kez 2 trilyon doları aşan şirket, Haziran 2024’te ise 3 trilyon dolarlık bariyeri geçmişti. Üstelik bu rakamlar, geleneksel olarak piyasa değerinde liderliği uzun yıllardır elinde bulunduran Microsoft ve Apple gibi devlerin bile üzerine çıkmayı başardı. Şu anki tabloya bakıldığında Nvidia 4 trilyon doları aşarak zirvede otururken, onu 3,8 trilyon dolarlık değeriyle Microsoft ve 3,1 trilyon dolarla Apple takip ediyor.
Bu baş döndürücü yükselişin ardında ise son dönemin sihirli kavramı var: yapay zeka. Nvidia, grafik işlem birimleri (GPU) pazarında uzun yıllardır liderdi. Ancak özellikle büyük dil modelleri (LLM), görüntü işleme sistemleri ve otonom sürüş yazılımlarının geliştirilmesi gibi devasa hesaplama gücü gerektiren yapay zeka projeleri, Nvidia’nın çiplerine olan talebi adeta patlattı. Bulut devleri, sosyal medya şirketleri ve start-up’lar yapay zeka yarışında geri kalmamak için veri merkezlerini Nvidia’nın güçlü GPU’larıyla donatmaya başladı. Böylece Nvidia, sadece bir donanım üreticisi olmanın ötesine geçerek modern dijital ekonominin omurgalarından biri haline geldi.
Daha dikkat çekici olan ise Nvidia’nın büyümesinin henüz doygunluk noktasına ulaşmadığına dair beklentiler. Yapay zekanın daha yolun başında olduğu, generatif modellerin sanayi, sağlık, finans gibi farklı alanlarda yeni yeni kök saldığı düşünülürse, Nvidia’nın önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam etmesi muhtemel. Üstelik şirket artık yalnızca donanım değil, yapay zeka yazılım ekosistemine yaptığı yatırımlarla da bu alandaki rolünü güçlendiriyor. CUDA platformu ve yapay zeka geliştirme kitleri sayesinde, Nvidia çipleri üzerinde çalışan sistemlerin optimizasyonu doğrudan Nvidia’nın sağladığı çözümlerle ilerliyor.
Bu tabloda kaygı verici noktalar da yok değil elbette. Nvidia’nın olağanüstü büyümesi, bazı analistler tarafından bir “balon” olarak da nitelendiriliyor. Özellikle yapay zekaya yönelik beklentilerin aşırı iyimser olması ve şirketlerin bu alana ciddi yatırımlar yapmasına rağmen henüz geniş ölçekli geri dönüşlerin tam olarak görülmemesi, piyasada temkinli bakış açılarını da güçlendiriyor. Ayrıca yapay zeka alanındaki rekabetin artması, uzun vadede Nvidia’nın marjlarını zorlayabilecek yeni rakiplerin çıkmasına yol açabilir.
Ancak tüm bunlara rağmen bugün için Nvidia, dijital çağın yeni petrolü sayılan yapay zekanın en büyük kazananı. Şirketin hikayesi yalnızca finans dünyasına değil, teknolojinin toplumsal, ekonomik ve hatta politik boyutlarına da ışık tutuyor. Çünkü yapay zeka yarışı, yalnızca bireysel şirketlerin piyasa değeri yarışından ibaret değil; aynı zamanda ülkelerin rekabet gücünü, iş gücü piyasalarının geleceğini ve küresel güç dengelerini de yeniden şekillendiren dev bir dönüşüm.
Belki bir gün, bugünkü Nvidia coşkusunun tarih kitaplarına “dijital altına hücum” başlığı altında yazıldığını göreceğiz. O zamana kadar Nvidia, dünyanın ilk 4 trilyon dolarlık şirketi olmanın haklı gururunu yaşayacak ve hepimize teknolojinin nereye gidebileceği konusunda güçlü bir ipucu vermeye devam edecek.








