Zengin Ama Gözü Fakirin Ekmeğinde

Bazı insanlar vardır, milyonluk evlerde yaşar, garajında üç araba, yazlıkta bir yat, dolabında 32 tane aynı renkten ceket bulunur. Ama ne zaman bir asgari ücretli marketten üç-beş ekmek alsa, içinden “Bu kadar ekmek alınır mı?” diye geçirir. Çünkü zengindir ama gözü… fakirin ekmeğindedir.

Evet, bu yazının kahramanları işte tam olarak onlar: Çok şeyi olan ama az şeye gözü olanlar.

Zenginlik Bir Cüzdan Meselesi Değil, Bakış Açısıdır(!)

Biliyorsunuz, bazıları zenginliği yanlış anlıyor. Zannediyorlar ki sadece mal mülkle ölçülür. Oysa asıl zenginlik, başkasının elindekine göz dikme lüksüdür!
Yani sen milyar dolarlık iş insanı olabilirsin ama biri AVM otoparkında kampanyalı cips alınca içten içe “Nasıl parası yetti ki?” diyorsan… Zenginliğin bir üst boyutundasındır: “Kıskanç Zenginlik.”

Kendi Villasında Üşüyüp, Kiracıların Doğalgaz Faturasına Takılanlar

Bazen sosyal medyada görürüz. Bir iş insanı “Bu kış kombiyi açmıyorum” diye tweet atar. Altına gelen yorum: “Ama sizin salon zaten 120 metrekare.”
Bir bakarsınız, aynı kişi “Zamlar çok oldu, tasarruf etmeliyiz” diyerek çalışanlarının yemek hakkını kesmiş.
Çünkü kendisi sabah chia tohumlu smoothie içerek yaşıyor, ama çalışanına poğaça fazla geliyor. Malum, “fakirler karbonhidrattan zenginleşiyor.”

Gözü Ekmeğinde Ama Kendi Sofrası Açık Büfe

“Fakirin tabağına fazla koymayın, israf olmasın” diyenlerin çoğu, kendi sofrasında 7 çeşit meze, 3 ana yemek, 2 tatlıyla doymaz.
Ama garibim öğle arasında dürüm yedi mi, “Bu çocuk fazla harcıyor” derler.

İşin ironisi şu:
Fakirin lüksü sorgulanır, zenginin lüksü “başarı hikayesi” olarak sunulur.

Asıl Tehlike: Fakirin Bile Gözü Diğer Fakirde

İşin daha da ironik tarafı var:
Zengin zaten gözüyle fakirin ekmeğini tartıyor ama fakir de başka fakirin tost makinesine kafayı takmış durumda.
Yani yukarıdan aşağıya bir zincirleme “Ne var bunda?” dalgası.
Sanki herkes birbirine “Sen bu kadarını hak etmiyorsun” diyor. Ama kimse kendi hayatını sorgulamıyor.

Zenginlik Elde Edilir, Gönül Darlığı Kalıcıdır

Bu yüzden mesele para değil.
Mesele gönül genişliği.
Bazı insanlar evinde sadece bir tabakla yaşar ama gözü kimsenin tabağında değildir.
Bazısı ise tabak koleksiyonu yapar, ama gözünü komşunun zeytinine diker.

Sözün Özü:

Zenginlik bazen banka hesaplarında değil, başkalarının ekmeğine göz koymamayı başarabilmektedir. Bir insan, sadece sahip olduklarıyla değil, sahip olamadıklarına verdiği tepkilerle de ölçülür. O yüzden zengin olun, olun tabii. Ama lütfen… başkasının ekmeğiyle uğraşmayın. O ekmeği alan belki günlerdir başka bir şey yemedi.

Siz gidin, avokado tost yiyin. Size yakışıyor.