Zam Beklentisi Artıyor: Ocak Ayı Memur ve Sosyal Ödemelerde Yeni Dönem

Ocak zammı memur maaşlarıyla birlikte 65 yaş aylığı, engelli maaşı ve evde bakım ödemelerini yüzde 20’ye kadar artıracak.

Ocak ayı yaklaşırken gözler yeniden memur maaşlarına ve buna bağlı sosyal ödemelere çevrildi. Türkiye’de enflasyon rakamları, hayat pahalılığı ve Merkez Bankası’nın tahminleri, milyonlarca vatandaşın gelirinde yeni bir dönemi işaret ediyor. Çünkü memur maaşlarına yapılacak zam yalnızca kamu çalışanlarını değil, aynı zamanda 65 yaş aylığı, engelli maaşı, evde bakım ödemesi gibi sosyal destekleri de doğrudan etkileyecek.

Merkez Bankası’nın son enflasyon raporu, yıl sonu enflasyonunun yüzde 31-33 aralığında olabileceğini öngörüyor. Bu da, 2025 Ocak ayında memur maaş artışının yüzde 18.7 ile yüzde 20.5 arasında gerçekleşebileceğini gösteriyor. Enflasyonun yüzde 32’de kalması hâlinde ise zam oranı yüzde 19.61 olarak hesaplanıyor. Bu tahminler, hem maaş hem de sosyal yardım alan milyonlarca kişinin bütçesinde belirgin bir rahatlama yaratabilir. Ancak aynı zamanda fiyat artışlarının da devam edeceği beklentisi, bu rahatlamayı kısa ömürlü kılabilir.

Memur maaşlarına yapılacak zam oranı sadece maaş bordrolarına yansımayacak. Bu artış, birçok kalemde zincirleme bir etki yaratacak. Örneğin, 65 yaş üstü vatandaşlara verilen yaşlılık aylığı, engelli vatandaşların aldığı maaşlar ve evde bakım yardımları, memur maaş katsayısına bağlı olarak her altı ayda bir güncelleniyor. Dolayısıyla ocak ayında yapılacak artış, bu kalemlerin de yükselmesini sağlayacak. Ayrıca kıdem tazminatı tavanı da memur maaş katsayısına göre belirlendiğinden, özel sektörde çalışan milyonlarca kişinin tazminat hesaplamasında da artış yaşanacak.

Bugün itibarıyla 65 yaş aylığı 3.504 lira seviyesinde. Yüzde 20 oranında bir artış gerçekleşirse bu tutar yaklaşık 4.200 liraya yükselecek. Engelli maaşı da benzer şekilde artarak 4.500-5.000 lira bandına çıkabilir. Evde bakım yardımı alanlar ise şu anda ortalama 7.608 lira alıyor. Bu ödemeye yüzde 20 zam yapılması hâlinde tutar 9.000 liraya yaklaşacak. Bu rakamlar, dar gelirli haneler için önemli bir destek anlamına geliyor.

Ancak işin bir de diğer yüzü var: Artan maaş ve ödemeler, kamunun bütçe dengesini yeniden zorlayabilir. Devletin sosyal yardım harcamaları önemli bir yük oluştururken, aynı dönemde enflasyonla mücadele hedefi de gündemde. Dolayısıyla yapılacak artışın hem vatandaşın alım gücünü koruması hem de makroekonomik dengeyi sarsmaması gerekiyor. Bu dengeyi sağlamak, ekonomik yönetimin en zorlayıcı sınavlarından biri olacak.

Memur zammı aynı zamanda toplumsal psikolojiyi de etkiliyor. Çünkü memur maaşları, özel sektördeki ücret artışları için de bir referans noktası oluşturuyor. Ocak ayında kamu çalışanlarının maaşlarında yaşanacak artış, özel sektörde de ücret pazarlıklarını şekillendirecek. Dolayısıyla sadece kamu çalışanları değil, asgari ücretliden beyaz yakalıya kadar birçok kesim bu artışın sonucuna kulak kesilmiş durumda.

Türkiye’de gelir adaletsizliğinin en çok hissedildiği dönemlerden birinde, yapılacak her artışın sosyal etkisi büyük olacak. Vatandaşın temel beklentisi, yapılan zammın sadece kâğıt üzerinde kalmaması, gerçek anlamda alım gücünü koruması yönünde. Çünkü fiyatlar artarken maaş artışlarının etkisi hızla eriyor. Enflasyonun baskısı altındaki toplum, artık “zam” değil “istikrar” istiyor.

Ocak ayı, sadece yeni maaşların değil, yeni umutların da başlangıcı olabilir. Ancak bu umutların kalıcı olması, fiyat istikrarı ve ekonomik güvenin sağlanmasına bağlı. Kısacası, memur maaşlarına yapılacak zam bir başlangıç; asıl mesele, bu zammın yaşam kalitesine yansıyıp yansımayacağı.