Geleceğin Mülkiyet Hayalleri Finansal Okuryazarlıkla Şekilleniyor
Son yıllarda küresel çapta gözlemlenen bir eğilim, Türkiye’de de giderek belirginleşiyor: Z kuşağı, kişisel finans yönetimini ve yatırımı erken yaşta sahipleniyor. Gençler, artık sadece tüketici olmaktan çıkıp, yetişkinler kadar disiplinli yatırım stratejileriyle borsaya girerek uzun vadeli hedeflerine ulaşma yolunda somut adımlar atıyor. Birçoğu için bu hedeflerin başında ise, artan konut fiyatları karşısında giderek zorlaşan ev sahibi olma hayali geliyor.
Bu ilginin arkasında yatan temel motivasyon, finansal okuryazarlığın yaygınlaşması ve özellikle ailelerin genç yaştaki çocuklarına verdiği destekle birlikte yatırım araçlarına erişimin kolaylaşmasıdır. İnternet ve sosyal medya üzerinden edinilen hızlı ve pratik bilgiler, Z kuşağının borsayı bir ‘kumardan’ ziyade, bir birikim ve büyüme aracı olarak görmesini sağlıyor.
Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verileri, Türkiye’deki yatırımcı profilinin yaşa göre dağılımını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Portföy büyüklüğü açısından 45-49 yaş aralığındaki yatırımcılar 373,9 milyar lira ile en büyük paya sahip olsa da, genç yaş gruplarının borsaya girişi ve biriktirdiği portföyler göz ardı edilemez.
Özellikle 15-24 yaş aralığındaki genç yatırımcıların toplam portföy büyüklüğü 29 milyar lirayı aşmış durumda. Portföy büyüklüğü 20-24 yaş grubunda 25 milyar 136 milyon liraya ulaşırken, hemen bir üst grup olan 25-29 yaş aralığının 65 milyar 908 milyon liralık portföy büyüklüğü, gençlerin aktif bir şekilde sisteme dahil olduğunu gösteriyor. Portföy büyüklüğü 0-14 yaş grubunda en düşük seviyede olsa dahi 3 milyar 739 milyon lira gibi bir meblağa sahip olunması, en küçük yaştan itibaren dahi (muhtemelen aileleri aracılığıyla) bir yatırım kültürünün oluşmaya başladığına işaret ediyor.
Bu veriler, Z kuşağının pasif birikim yöntemlerinden (banka mevduatları gibi) sıyrılarak aktif yatırımcılığı benimsediğini gösteriyor. Artan enflasyonist ortamda paranın değerini koruma ve çoğaltma güdüsü, gençleri yüksek getirili piyasalara yöneltiyor. Borsa, gençlerin uzun vadeli ve büyük hedefleri finanse etmede gördükleri en gerçekçi yol haline gelmiş durumda.
Ancak, genç yatırımcı sayısındaki bu artışla birlikte akılda tutulması gereken en önemli unsur, eğitimin önemidir. Gençlerin sosyal medyadan edindikleri hızlı bilgilere eleştirel yaklaşabilmeleri, risk yönetimi konusunda bilinçlenmeleri ve spekülatif hareketlerden kaçınmaları, bu uzun vadeli hayallerine ulaşmaları için hayati önem taşımaktadır. Z kuşağı, finansal özgürlük yolculuğunda vites büyütürken, sağlam ve sürdürülebilir bir yatırım temelini inşa etmeye odaklanmalıdır.










