Yapısal Reformlar ve Vergi Adaleti: Ekonomik Adaletin İnşası

Günümüzde küresel eşitsizliklerin derinleşmesi, kamu hizmetlerinin yetersizliği ve ekonomik kırılganlıklar, sistemlerinin yeniden düşünülmesini zorunlu kılıyor. Vergi adaleti, yalnızca mali bir politika aracı değil, aynı zamanda sosyal adaletin ve sürdürülebilir kalkınmanın temelidir. Ancak bu hedefe ulaşmak, köklü yapısal reformlar olmadan mümkün değil.

Vergi Adaleti Neden Önemli?

Vergi adaleti, toplumdaki her bireyin ve kurumun ekonomik kapasitesine göre kamuya katkı sunması anlamına gelir. Adil olmayan bir sistem, gelir dağılımındaki uçurumu büyütür, sosyal huzursuzluğu tetikler ve devletin , sağlık, altyapı gibi temel hizmetleri finanse etme kabiliyetini zayıflatır. Örneğin, OECD verilerine göre, dünya genelinde her yıl 240-600 milyar dolar vergi geliri, offshore hesaplar ve yasal boşluklar nedeniyle kaybediliyor. Bu kayıp, milyonlarca insanın yoksullukla mücadelesini sekteye uğratıyor.

Mevcut Sistemin Çıkmazları

  1. Regresif Vergiler: Tüketim vergileri (KDV, ÖTV) düşük gelirlilerin gelirinin daha büyük bir kısmını alırken, servet vergileri yetersiz kalıyor.
  2. Küresel Sermayenin Kaçışı: Çok uluslu şirketler ve yüksek gelirliler, vergi cennetleri ve transfer fiyatlandırması yoluyla yükümlülüklerini minimize ediyor.
  3. Kayıt Dışı : Gelişmekte olan ülkelerde GSYİH’nin %30’una varan kayıt dışılık, vergi tabanını aşındırıyor.
  4. : , Amazon gibi devler, fiziksel varlık gerektirmeyen iş modelleriyle geleneksel vergi kurallarını bypass ediyor.

Yapısal Reformlar İçin Somut Adımlar

  1. Vergi Kodunun Sadeleştirilmesi: Karmaşık istisnalar ve muafiyetler yerine, şeffaf ve basit bir sistem. Örneğin, 2018’de Birleşik Arap Emirlikleri’nde başlatılan vergi reformu, beyan sürecini dijitalleştirerek uyum maliyetini %70 azalttı.
  2. Artırılmış Servet ve Kâr Vergileri: En zengin %1’lik dilim, toplam servetin %38’ine sahipken, bu kesimin vergi yükümlülüğü orantısız şekilde düşük. ‘de Elizabeth Warren’ın önerdiği “Ultra-Milyoner Vergisi”, 10 milyon dolar üstü varlıklara %2-3 oranında getirilerek 10 yılda 3 trilyon dolar gelir hedefleniyor.
  3. Küresel İş Birliği: OECD’nin 2021’de imzaya açtığı “Küresel Asgari Kurumlar Vergisi” (en az %15), 130 ülke tarafından kabul edildi. Bu tür anlaşmalar, şirketlerin vergi arbitrajını sınırlayabilir.
  4. Dijital Hizmet Vergileri: ‘nın 2019’da uygulamaya koyduğu “Dijital Hizmet Vergisi”, devlerinin yerel ekonomideki faaliyetlerinden adil pay almayı amaçlıyor.
  5. Vergi İdaresinin Güçlendirilmesi: Yapay zeka ve analitiği, kayıt dışılık ve kaçakçılıkla mücadelede kilit rol oynayabilir. Estonya’nın dijileşmiş vergi sistemi, beyanların %98’inin online yapılmasını sağladı.

Siyasi İrade ve Toplumsal Mutabakat

Yapısal reformlar, teknik düzenlemelerin ötesinde siyasi cesaret gerektirir. Lobicilik faaliyetleri, seçmen tepkisi ve kısa vadeli ekonomik kaygılar, çoğu hükümeti statükoya hapsediyor. Ancak İskandinav ülkeleri, yüksek vergi oranlarına rağmen, kaliteli kamu hizmetleri sayesinde toplumsal mutabakatı sağlamış durumda. Norveç’te vergi gelirlerinin GSYİH’ye oranı %39, ancak halkın %74’ü “vergi ödemeyi vatandaşlık görevi” olarak görüyor (Eurobarometer 2022).

Sonuç: Adil Bir Sistem Mümkün

Vergi adaleti, refahın yeniden dağıtılması değil, öncelikle doğru dağıtılması meselesidir. Yapısal reformlar, sürdürülebilir hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak görülmeli. Dijitalleşme ve otomasyonun istihdamı dönüştürdüğü bir çağda, vergi politikaları da bu değişime ayak uydurmalı. Unutulmamalıdır ki, adil bir vergi sistemi, yalnızca ekonomiyi değil, toplumsal barışı da inşa eder.