Yabancıdan Tahvile Güçlü Dönüş: 5 Ayın En Büyük Alımı Geldi

Yabancı yatırımcı 28 Kasım haftasında hissede sınırlı satış yaparken, 562 milyon dolarla son 5 ayın en büyük tahvil alımını gerçekleştirdi.

Yurt dışı yerleşik yatırımcılar, 28 Kasım haftasında hisse senedi tarafında sınırlı bir satış gerçekleştirirken tahvil piyasasında güçlü alımlarını sürdürdü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklanan haftalık menkul kıymet istatistiklerine göre, yabancı yatırımcıların tercihi son haftalarda olduğu gibi yeniden borçlanma araçları oldu.

TCMB verileri, 28 Kasım haftasında yabancıların hisse senedi piyasasında net 9,2 milyon dolarlık satış yaptığını ortaya koydu. Bu rakam, hisse tarafında sert bir çıkıştan ziyade temkinli ve sınırlı bir pozisyon azaltımına işaret etti. Bir önceki hafta yabancı yatırımcıların hissede 72 milyon dolarlık net alım yapmış olması, haftalar arasında yön değişiminin daha çok kısa vadeli portföy ayarlamalarından kaynaklandığı şeklinde değerlendiriliyor.

Aynı dönemde tahvil piyasasında ise dikkat çekici bir tablo ortaya çıktı. 28 Kasım haftasında yabancı yatırımcılar net 562 milyon dolarlık devlet iç borçlanma senedi alımı gerçekleştirdi. Bu tutar, son beş ayın en yüksek haftalık tahvil alımı olarak kayıtlara geçti. Böylece yabancı yatırımcılar, tahvil alımlarını art arda beşinci haftaya taşımış oldu ve Türkiye borçlanma araçlarına olan ilgilerini net şekilde ortaya koydu.

Piyasa uzmanları, tahvil tarafındaki güçlü yabancı ilgisinin; sıkı para politikası, yüksek reel getiri beklentisi ve politika öngörülebilirliğinin artmasıyla ilişkili olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle faiz seviyelerinin cazip bulunması, küresel yatırımcıların Türk tahvillerini portföy çeşitlendirmesi açısından yeniden radarına almasına neden oluyor.

Hisse senedi cephesindeki sınırlı satışlara rağmen tahvil alımlarının hacim kazanması, yabancı yatırımcının Türkiye piyasalarından tamamen çıkmadığını; aksine risk algısını daha kontrollü araçlara yönelterek pozisyon aldığına işaret ediyor. Analistler, önümüzdeki dönemde enflasyon görünümü, para politikası adımları ve küresel faiz beklentilerinin yabancı sermaye girişlerinin seyrinde belirleyici olmaya devam edeceğini vurguluyor.