ABD finans piyasalarında son haftalarda yaşanan gelişmeler, yatırımcı psikolojisinin hızla negatife döndüğünü gösteriyor. “Korku endeksi” olarak bilinen VIX’in 26,42 seviyesine yükselmesi yalnızca teknik bir veri değil; küresel risk algısındaki sert dönüşümün açık bir göstergesi. Faiz indirim beklentilerinin zayıflaması, federal hükümetin uzun süre kapalı kalması ve teknoloji hisselerinde görülen sert satışlar, endeksin nisan ayından bu yana en yüksek kapanışını yapmasına neden oldu. Bu tablo, finansal sistemde biriken risklerin artık daha görünür bir hale geldiğini ortaya koyuyor.
ABD Merkez Bankası’na yönelik faiz indirimi beklentisinin zayıflaması, son aylarda piyasaları yukarı taşıyan iyimserliğin hızla sönmesine yol açtı. Daha önce yıl bitmeden birkaç faiz indirimi yapılabileceğine dair fiyatlamalar hâkimken, son dönemde gelen açıklamalar bu beklentiyi önemli ölçüde geri itti. Bu durum yalnızca hisse senedi piyasalarında satış baskısını artırmakla kalmadı, aynı zamanda gümüşten petrole, kripto paralardan tahvillere kadar geniş bir yelpazede risk iştahının belirgin şekilde azalmasına neden oldu. Faizlerin uzun süre yüksek kalacağı algısı, ekonomik toparlanmanın gecikebileceği endişesini de beraberinde getiriyor.
Piyasalardaki bir diğer önemli baskı unsuru ise ABD federal hükümetinin 43 gün boyunca kapalı kalmasının yarattığı belirsizlik oldu. Bu durum, hem makro ekonomik verilerde hem de yatırımcı güveninde belirgin bir aşınma yarattı. Aynı dönemde teknoloji hisselerinde görülen aşırı değerlenme tartışmaları, özellikle yapay zeka odaklı şirketlerin yarattığı beklentilerin gerçekçiliği konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu. Güçlü bilançolara rağmen teknoloji devleri üzerindeki satış baskısı, bu sektörün artık “yüksek riskli” algısıyla birlikte anılmasına neden oluyor.
Öte yandan, finansal sistem için artan risklere yönelik tespitler dikkate değer. Özel kredi piyasalarının hızlı büyümesi, hazine menkul kıymetleri tarafında hedge fonların etkisi ve makine-tabanlı ticarette üretken yapay zekâ uygulamalarının henüz ölçülmemiş potansiyel etkileri, sistemik risklerin görünenden daha büyük olabileceğine işaret ediyor. Bunlar, sadece kısa vadeli piyasa dalgalanmalarını değil, aynı zamanda orta ve uzun vadede finansal istikrarı etkileyebilecek unsurlar.
Teknoloji hisseleri özelinde Nasdaq’ın içinde bulunduğu durum da piyasa psikolojisini net şekilde ortaya koyuyor. Endeks haftalık bazda uzun zamandır görülmeyen ölçüde güçlü bir düşüşe hazırlanıyor. Kritik destek seviyesinin altına inilmesi hâlinde, gelecek haftaların çok daha sert fiyatlamalara sahne olabileceği değerlendiriliyor. Tepki alımlarının zayıf kalması durumunda, geri çekilmenin daha derin bir bölgeye doğru sürme ihtimali öne çıkıyor.
Tüm bu gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde, küresel piyasaların yeni bir döneme giriş yaptığı görülüyor. Fed’in politikalarına dair belirsizlikler, politik risklerin artması, özel borçlanma piyasalarındaki büyümenin kontrolsüz görünmesi ve yüksek değerleme tartışmaları yatırımcıların artık “kırılgan bir iyimserlik” döneminden “temkinli bir belirsizlik” dönemine geçtiğini gösteriyor.
Küresel çapta risk algısının yükseldiği bu gibi dönemlerde, yatırımcıların portföy stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri, likiditeyi güçlendirmeleri ve volatilitenin yüksek olduğu süreçlerde temkinli davranmaları kritik önem taşıyor. VIX’in mevcut seviyesi, yalnızca bugünün kaygılarını değil, aynı zamanda gelecek aylarda piyasaların sert dalgalanmalarla karşılaşabileceğine dair güçlü bir uyarı niteliği taşıyor.









