Türk Şirketleri Rusya Pazarında Gücünü Artırıyor

Rusya ile Batı arasındaki jeopolitik gerilimlerin ve yaptırımların arttığı bir dönemde, Türk şirketleri bu ülkedeki varlıklarını büyütmeyi sürdürüyor.

Moskova merkezli NSP hukuk şirketinin açıkladığı son verilere göre, Türkiye menşeli şirketler Rusya pazarında önemli yatırımlara imza atarken, bazı firmalar yeni stratejilerle pazarda pozisyonlarını güçlendiriyor.

En Büyük Yatırım Ant Yapı’dan

Verilere göre, Rusya’daki en büyük Türk yatırımcı 440 milyon dolarla Ant Yapı oldu. Ant Yapı’yı 300 milyon dolarlık yatırımla Hayat Holding, ardından da 250 milyon dolarla Koç Holding izledi. Şişecam, 125 milyon dolarlık yatırımıyla dikkat çeken diğer bir Türk firması olarak öne çıkıyor.

Türk yatırımları; ağırlıklı olarak inşaat, ev aletleri, otomotiv yedek parçaları ve kâğıt üretimi gibi stratejik sektörlerde yoğunlaştı. Bu yatırımların merkezinde ise Moskova, Kaluga, Lipetsk ve Başkurdistan gibi önemli sanayi şehirleri yer alıyor.

Yeni Ortaklıklar ve Stratejik Satın Almalar

Bazı Türk şirketleri, pazardaki etkisini yalnızca yatırımlarla değil, stratejik satın almalar ve ortaklıklarla da artırdı. Örneğin:

  • Koç Holding, Whirlpool’un Rusya’daki varlıklarını devralarak beyaz eşya pazarında konumunu sağlamlaştırdı.
  • Fiba Grubu, IKEA’nın bankacılık kolu olan Ikano Bank’ın Rusya operasyonlarını devraldı.

Bu hamleler, Türk şirketlerinin hem üretim hem de finansal hizmetlerde Rusya pazarında daha etkili aktörler hâline geldiğini gösteriyor.

Yeniden Yapılanma ve Riskler

Öte yandan, yaptırımlar nedeniyle bazı Türk firmaları operasyonlarında değişikliğe gitmek zorunda kaldı. Örneğin, Rönesans Holding, Rusya’daki faaliyetlerine “RenCons” adıyla devam etmeye başladı. Bu, markaların pazarda kalabilmek adına yürüttüğü yapısal uyum sürecine işaret ediyor.

Ancak her gelişme olumlu değil. 2024 sonunda, Anadolu Grubu’nun ortağı olduğu AB InBev Efes’e Rusya tarafından kayyım atandı. Bu karar, Rusya’daki yabancı ortaklı firmaların karşı karşıya kalabileceği riskleri bir kez daha gündeme taşıdı.

Ayrıca, Rusya’nın enerji devi Gazprom, Türkiye’de kurmayı planladığı doğalgaz dağıtım merkezi projesinden geri adım attı. Bu iptal, iki ülke arasında enerji alanında planlanan iş birliği projelerinde de belirsizliklerin artabileceğini gösteriyor.

Yeni Bir Denge Arayışı

Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler, hem fırsatlar hem de belirsizlikler barındırıyor. Türk şirketleri, Batılı aktörlerin çekildiği pazarda boşlukları doldurarak öne çıksa da, Rusya’nın giderek içe kapanan ekonomik politikaları bu yatırımlar için uzun vadeli riskler oluşturabiliyor.

Bu nedenle, Türk firmalarının Rusya’daki varlıklarını korurken; esnek iş modelleri, yerelleşme stratejileri ve siyasi gelişmelere duyarlı pozisyonlar almaları büyük önem taşıyor. Orta vadede, hem kamu politikaları hem özel sektör stratejileri bu dengeyi sağlamak zorunda kalacak.