Trend Your Friend Until The End (Trend, Sonuna Kadar Dostundur)

Piyasalar binbir türlü sinyal üretir, binlerce gösterge yatırımcıların önüne serilir. Kimileri ekonomik verileri inceler, kimileri bilanço dipnotlarını ezberler, kimileri ise fiyat grafikleri üzerinde saatlerini harcar. Fakat bütün bu analizlerin ortak hedefi tek bir soruya yanıt bulmaktır: Bu fiyat nereye gidecek?

İşte tam bu noktada, teknik analiz dünyasının kadim mottolarından biri çıkar karşımıza: “Trend your friend until the end.” Türkçesiyle, “Trend, sonuna kadar dostundur.” Bu söz basit olduğu kadar derindir de. Çünkü piyasada paranın büyük kısmı trend boyunca kazanılır, değil trendin başında tahmin yaparken ya da trendin sonunda “artık çok yükseldi” diye satışa zorlanırken.

Çoğu yatırımcı trendlerin başlama anını yakalama hayaline kapılır. Dipten alıp tepeden satma arzusu, insan psikolojisinin kâr maksimizasyonuna duyduğu sonsuz iştahın doğal sonucudur. Oysa gerçek piyasa hareketleri böyle mükemmel fırsatlar sunmaktan çoğu zaman uzaktır. Asıl mesele trendin başını tahmin etmek değil, trend ortaya çıktıktan sonra sabırla ve disiplinle onun içinde kalabilmektir. Çünkü trendin ortasında, hâlâ kuvvetliyken pozisyonda kalmak, kârın büyümesine imkân tanır. İşte bu yüzden trend, sonuna kadar dosttur; sana kazanç kapısını uzun süre açık tutar.

Bunun pratikteki karşılığını grafiklerde net biçimde görürüz. Yükseliş trendindeki hisselerde daha yüksek dipler ve daha yüksek tepeler oluşur. Kısa vadeli geri çekilmeler, asıl yönü değiştirmeyen küçük dinlenme molaları gibidir. Fakat çoğu yatırımcı işte bu geri çekilmelerde paniğe kapılır. RSI bir iki gün geriler, MACD sinyal çizgisine yaklaşır diye hisseden atlayan pek çok kişi, sonrasında yükselişin daha da güçlenerek devam ettiğine tanık olur. Bu da yatırım psikolojisinin tuzaklarından biridir: Kârda olan bir pozisyon, insan zihninde “kaybedilmesi olası” bir şeye dönüşür. Böylece henüz trend sağlıklıyken bile erken satış yapılır. Oysa trend dost kalmaya devam etmektedir.

Bu söz aynı zamanda yatırımcılara önyargıdan arınmayı öğütler. Piyasa çoğu zaman “çok yükseldi, artık düşer” veya “çok düştü, buradan döner” gibi ezberlere kulak asmadan kendi yolunda ilerler. Bu yüzden trendin dostluğu, fiyat akışına saygı duymayı da kapsar. Ne kadar okuma yapılırsa yapılsın, fiyat hareketleri her şeyin toplamıdır. Trendin yönü ise piyasanın ortak kararının bir yansımasıdır. Bununla kavga etmek, kendi cüzdanınla kavga etmek gibidir. Piyasa yükseliyorsa, düşmesini istediğin için düşmez; düşüyorsa da yükselsin diye beklediğin için yükselmez. O nedenle trendin yanında yer almak, yani piyasa konsensüsünü karşıya almak yerine dost edinmek, uzun vadeli başarıyı getirir.

“Trend your friend until the end” sözü aynı zamanda disiplini hatırlatır. Bir trend, elbette sonsuza dek sürmez. Her yükseliş trendinin günün birinde zayıflaması, dağılıp yeni bir fiyat hikâyesine yer açması doğaldır. Trendin dostluğu, onun bittiği anı da kabul etmeyi gerektirir. Bu yüzden teknik analizde stop-loss seviyeleri koymak, hareketli ortalamaların altına sarkan kapanışlarda stratejiyi gözden geçirmek gibi disiplinli kurallar, trendin dostluğunu kötü bir sona çevirmemek için vardır. Yani trend, sonuna kadar dostundur; yeter ki sen dostluğun kurallarına sadık kal.

Uzun yıllar piyasa deneyimi olanlar bilir: Asıl kazanç, trendin içinde durabilenlerin olur. Kısa vadeli oynaklıklar, panik anları, korku yaratan haber akışları trendi koparmak için binbir bahane üretir. Fakat teknik yapının sağlıklı olduğu, işlem hacminin desteklediği ve genel piyasa algısının hâlâ pozitif olduğu ortamda, trendin dostluğu sürer. İşte yatırım sanatı da burada başlar; soğukkanlı kalmak, piyasanın gürültüsüne değil fiyatın ana yönüne bakmak ve trend bozulana kadar pozisyonda kalabilmek.

Belki de bu yüzden bu söz, sadece teknik analiz dünyasının değil, tüm yatırım dünyasının mottosudur. Çünkü trendle dost kalabilmek; sabır, disiplin ve piyasa gerçeklerine saygı gerektirir. Bunlar sağlandığında ise trend, gerçekten sonuna kadar dost olur; hem cüzdanını hem yatırım aklını büyütür.