TEPAV: Perakende Güveninde Düşüş Yavaşladı, Beklentiler Güçleniyor

TEPAV verilerine göre perakende güveni Ekim’de arttı, beklentiler pozitife döndü, fiyat artışı beklentisi güçlendi.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı tarafından yayımlanan Perakende Güven Endeksi (TEPE) verileri, Ekim 2025’te perakende sektöründe güvenin hem aylık hem de yıllık bazda toparlanma eğilimine girdiğini ortaya koydu. Endeks, bir önceki aya göre 6 puan, geçen yılın aynı ayına göre ise 8,6 puan artarak -1,1 seviyesine yükseldi. Negatif bölgede kalmasına rağmen bu artış, sektördeki kötümserliğin belirgin şekilde azaldığına işaret ediyor.

Perakendeciler son üç aylık döneme ilişkin değerlendirmelerinde işlerin hâlâ zayıf seyrettiğini ancak önceki aylara kıyasla daha az kötüleştiğini belirtti. Asıl dikkat çekici gelişme ise gelecek beklentilerinde yaşandı. Önümüzdeki üç ayda işlerin kötüleşeceğini düşünenlerin oranı yüzde 2,7 gibi oldukça düşük bir seviyeye gerilerken, satış beklentilerinin denge değeri 9,3 puana yükseldi. Bu oran, hem aylık hem yıllık bazda güçlü bir iyileşmeye işaret ediyor ve iç talepte kademeli bir canlanma beklentisini yansıtıyor.

Gelecek üç ayda işlerinde iyileşme bekleyenlerin oranı sınırlı da olsa artarak yüzde 1,7’ye yükselirken, büyük çoğunluk herhangi bir değişim beklemediğini ifade etti. Perakendeciler iyileşme beklentilerini mevsimsel geçişlere bağlarken, kötüleşme bekleyenler ise genel ekonomik koşullardaki zorlukları gerekçe gösterdi. Buna karşın, geçen yılın aynı dönemine göre işlerin durumuna ilişkin değerlendirmelerin hâlâ oldukça olumsuz seyrettiği görülüyor. Bu alandaki denge değeri -55,4 puan olurken, katılımcıların yüzde 64’ü işlerinde düşüş yaşadığını belirtti. Bu tablo, mevcut koşulların zorlayıcı olmaya devam ettiğini ancak beklentilerin geleceğe dönük olarak daha olumluya döndüğünü gösteriyor.

Alt sektörler açısından bakıldığında perakende güvenindeki artışın homojen olmadığı görülüyor. Mobilya ve ev içi kullanım ürünleri, motorlu taşıtlar ve çeşitli küçük perakende gruplarındaki iyileşme ortalamanın üzerine çıkarken, gıda, tekstil ve elektrikli ev aletleri gibi geniş kitleleri ilgilendiren sektörler ortalamanın altında kaldı. Bu durum, dayanıklı tüketim mallarında görece bir hareketlenme beklentisine karşın temel tüketimde temkinli duruşun sürdüğüne işaret ediyor.

Bölgesel veriler de benzer bir ayrışma sunuyor. Batı Karadeniz başta olmak üzere Ege, Batı Marmara, İstanbul ve Akdeniz’de perakende güvenindeki artış ülke ortalamasının üzerine çıkarken, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu’nun bazı bölgelerinde toparlanma daha sınırlı kaldı. Bölgesel farklılıklar, hanehalkı gelirindeki dağılım ve yerel ekonomik canlılık farklarının perakende güveni üzerinde etkili olmaya devam ettiğini gösteriyor.

Fiyat beklentileri tarafında ise dikkat çekici bir tablo öne çıkıyor. Önümüzdeki üç ayda satış fiyatlarında artış bekleyenlerin oranı yüzde 78,7’ye yükseldi. Bu oran, maliyet baskılarının ve enflasyon beklentilerinin perakendeciler üzerinde halen güçlü bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Stok seviyesi ve istihdam beklentilerinde ise sınırlı bir iyileşme görülürken, mağaza sayısına ilişkin uzun vadeli beklentilerde daha temkinli bir görünüm korunuyor.

Avrupa Birliği genelinde perakende güveni de Ekim 2025’te artış gösterdi ancak endeks -5,1 puanla negatif bölgede kalmaya devam etti. Türkiye, yıllık ve aylık değişimde hem AB-27 hem de Euro Bölgesi ortalamalarının üzerinde bir artış kaydetti. Bu durum, Türkiye’de perakende sektöründe güvenin Avrupa’ya kıyasla daha hızlı bir toparlanma eğilimi sergilediğini gösteriyor.

Genel tablo değerlendirildiğinde, TEPE verileri perakende sektöründe mevcut durumun hâlâ zorlayıcı olduğunu ancak geleceğe dair beklentilerin belirgin biçimde iyileştiğini ortaya koyuyor. Talepte sınırlı toparlanma, fiyat artışı beklentileri ve bölgesel farklılıklar önümüzdeki dönemde perakende sektörünün seyrini belirleyen temel unsurlar olmaya devam edecek. Özellikle enflasyonla mücadele süreci ve hanehalkı alım gücündeki değişimler, bu iyimserliğin kalıcı olup olmayacağını belirleyecek en önemli faktörler olarak öne çıkıyor.