Tek Bir Fon yada Hisse ile Zengin Olunur mu?

Tek bir fonla ya da tek bir hisseyle zengin olma düşüncesi, yatırım dünyasında her zaman tartışma konusu olmuştur. Bazılarına göre bu bir hayalden ibarettir, çünkü riskler çok büyüktür; bazılarına göreyse doğru tercih ve sabırla bu mümkündür. John Bogle’ın endeks fonu anlayışı bu tartışmaya farklı bir bakış kazandırmış, yatırım dünyasına büyük bir devrim getirmiştir. Onun felsefesi, çeşitliliğin karmaşasında kaybolmak yerine basitliğe odaklanmayı öğütler.

Zenginliğin sırrı her zaman daha fazla üründe değil, doğru üründe olabilir. Tek bir hisseye yatırım yapmak son derece risklidir çünkü o şirketin performansı, yönetimi, sektör dinamikleri ve küresel olaylara duyarlılığı yatırımcının kaderini belirler. En ufak bir olumsuz gelişme yatırımcının tüm servetini yok edebilir. Ancak tek bir endeks fonu, aslında yüzlerce hatta binlerce şirketin ortak performansına yatırım yapmak anlamına gelir. Bu açıdan bakıldığında “tek fon” aslında dolaylı bir çeşitlendirme sağlar.

Bogle’ın beş temel ilkesi, yatırım dünyasında sağlam bir yol haritası sunar. Masrafları düşük tutmak, çünkü yüksek komisyonlar ve işlem ücretleri uzun vadede serveti kemirir. Endeksle yetinmek, çünkü piyasanın tamamını uzun vadede yenmek çoğu profesyonel için bile mümkün değildir. Zamanı kucaklamak, çünkü kısa vadeli dalgalanmalar yatırımcıyı yanıltır, asıl kazanç sabırla bekleyene gelir. Davranışını korumak, çünkü panikle yapılan satışlar ya da aceleyle alınan kararlar en büyük düşmandır. Ve bileşik getirinin gücüne güvenmek, çünkü yıllar boyunca küçük getirilerin katlanarak büyük servetlere dönüşmesi finans dünyasının en basit ama en etkili gerçeğidir.

Elbette çeşitlendirme, özellikle bireysel yatırımcı için bir güvenlik ağıdır. Farklı sektörlere, farklı varlık sınıflarına yatırım yapmak riskleri dengeler. Ancak Bogle’ın vurgusu, çeşitlendirmenin illa ki onlarca karmaşık fon ya da ürünle yapılmasına gerek olmadığıdır. Tek bir endeks fonu bile aslında yeterli çeşitliliği içinde barındırır. Burada mesele çeşitlendirmeyi abartıp yatırım stratejisini karmaşık hale getirmemek ve asıl kazancın basitlikten geldiğini unutmamaktır.

Bugün milyonlarca yatırımcı yalnızca tek bir fonla, örneğin S&P 500 endeks fonuyla ya da küresel bir hisse senedi endeksiyle emeklilik planını oluşturabiliyor. Bu yol, tarihsel verilerle de defalarca sınanmış durumda. Fakat unutulmaması gereken nokta şu: bu yöntem zenginleşmenin kısa yolu değil, sabırla yıllar boyu işleyen bir maraton.

Benim eklemek istediğim şu: Tek bir fon yeterli olabilir, ama asıl mesele yatırımcının kendi psikolojisini yönetmesidir. Ne kadar iyi bir fon seçerseniz seçin, paniklediğiniz anda satıyorsanız ya da sürekli farklı fırsatların peşine koşuyorsanız, uzun vadeli başarı hayal olur. Yatırım sadece matematik değil, aynı zamanda karakter meselesidir. Doğru stratejiyi seçmek kadar o stratejiye sadık kalabilmek de zenginliğin en önemli anahtarlarından biridir.

Sizce gerçekten tek fon felsefesi, sabır ve disiplinle herkesi zengin etmeye yeter mi, yoksa farklı yolları da aramak gerekir mi?