TCMB Verileri: Türkiye’nin Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu Mayıs’ta İyileşti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı Mayıs ayına ilişkin Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerini yayımladı. Verilere göre, Türkiye’nin net UYP’si -309 milyar dolar seviyesinde gerçekleşerek bir önceki aya kıyasla 9,2 milyar dolarlık iyileşme gösterdi.

Yurt Dışı Varlıklar Artarken, Yükümlülüklerde Sınırlı Yükseliş

  • Yurt dışı varlıklar Mayıs ayında bir önceki aya göre %3,3 artarak 362,5 milyar dolara yükseldi.
  • Aynı dönemde yükümlülükler ise %0,4 artışla 671,6 milyar dolara ulaştı.

Bu gelişmeler sonucunda, Türkiye’nin net yatırım pozisyonundaki negatif bakiye, Nisan 2025’e kıyasla 9,2 milyar dolar azalarak iyileşti.

Rezerv Varlıklarda Güçlü Artış

Varlık kalemleri detayında en dikkat çekici gelişme rezerv varlıklarda yaşandı:

  • Rezerv varlıklar %10,9 oranında artarak 153,2 milyar dolara yükseldi.
  • Doğrudan yatırımlar, %1 artışla 68,9 milyar dolara çıktı.
  • Diğer yatırımlar, %3 azalarak 136,2 milyar dolara geriledi.
  • Bankaların yabancı para efektif ve mevduat varlıkları ise %11 düşüşle 39,3 milyar dolara indi.

Yükümlülük Tarafında Karışık Görünüm

Yükümlülük kalemlerinde bazı kalemlerde azalış, bazılarında ise artış görüldü:

  • Doğrudan yatırımlar, Borsa İstanbul’daki değer kaybı ve döviz kurlarındaki artışın etkisiyle %2,4 düşerek 190,6 milyar dolara indi.
  • Portföy yatırımları, %3,2 artışla 112,4 milyar dolara yükseldi.
  • Diğer yatırımlar da %1 oranında artarak 368,6 milyar dolara ulaştı.

Özellikle Genel Hükümet’in DİBS yükümlülükleri kaleminde %27,4 oranında bir artış dikkat çekti. Bu kalemdeki toplam stok 11,9 milyar dolara çıktı.

Yatırım Pozisyonundaki İyileşme Ne Anlama Geliyor?

Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP), bir ülkenin yurt dışı varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki farkı yansıtır. Türkiye’nin net pozisyonu hâlâ negatifte olsa da, bu iyileşme:

  • Rezerv artışı ve dış varlıklardaki toparlanma,
  • Sınırlı yükümlülük artışı
    gibi faktörlerle desteklenmiştir.

Bu gelişme, dış finansman dengesi açısından olumlu bir sinyal olarak değerlendirilebilir. Ancak, kalıcı iyileşme için doğrudan yatırımların ve dış varlık çeşitliliğinin artırılması kritik önemdedir.