Şirket Bilançolarında Büyük Resim: 2024 Verileri Ne Anlatıyor?

2024 sektör bilançoları Türkiye ekonomisinin hem güçlü yanlarını hem de kırılgan noktalarını ortaya koyuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2024 yılı Sektör Bilançoları verileri, Türkiye ekonomisinin son yıllarda geçirdiği dönüşümü ve firmaların mali yapılarını net şekilde ortaya koyuyor. Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması (NACE Rev.2) kapsamında hazırlanan istatistikler, sadece rakamların diliyle değil, aynı zamanda ekonomik eğilimleri de işaret ederek önemli mesajlar veriyor.

Firmaların toplulaştırılmış bilançosuna göre toplam aktif büyüklüğü 95,8 trilyon lirayı aşarak 100 trilyon liraya yaklaştı. Bu devasa büyüklük, bir önceki yıla göre yüzde 38,6’lık artış anlamına geliyor. 2023’te 69 trilyon 127 milyar lira olan aktif büyüklük, 2024’te neredeyse 27 trilyon lira artış gösterdi. Bu büyümenin yarısı öz kaynaklardan, yarısı ise borçlanmadan fonlandı. Yani firmaların finansman yapısında denge gözetildi, ancak borçluluğun da önemli bir kaldıraç olduğu açıkça görülüyor.

Sektörler bazında dağılıma bakıldığında, en fazla firmanın ticarette yoğunlaştığı göze çarpıyor. 356 binin üzerinde firma toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı alanında faaliyet gösteriyor. İmalat sanayi 180 bin firma ile ikinci sırada yer alırken, inşaat 156 bin, mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler ise 87 bin firma ile dikkat çekiyor. Hizmetler ve özellikle konaklama-yiyecek sektörü de 61 bin firma ile güçlü bir varlık sergiliyor. Buna karşın su temini, kanalizasyon ve atık yönetimi gibi alanlar sadece birkaç bin firma ile sınırlı, yani hem yatırım hem de girişimcilik açısından en az tercih edilen alanlar.

Aktif büyüklüğü açısından imalat sektörü liderliğini sürdürüyor. 25,6 trilyon liralık aktif büyüklüğü ile ilk sırada yer alan imalatı, 18,5 trilyon lira ile ticaret izliyor. Bu tablo, Türkiye’nin üretim ekonomisi iddiasını destekler nitelikte. Özkaynak büyüklüğünde de imalat ilk sırada; 13,2 trilyon lira ile sağlam bir sermaye yapısına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Ticaret ve mesleki faaliyetlerin de güçlü özkaynak yapıları var.

Gelir tablosuna gelince, tablo biraz daha karışık. 2024 yılında tüm sektörlerin toplam net kârı 1,9 trilyon lira seviyesinde gerçekleşti. İmalat sektörü 559 milyar liralık net kâr ile zirvede, ticaret ve mesleki faaliyetler ise onu takip ediyor. Ancak dikkat çeken bir nokta var: Eğitim sektörü 3,1 milyar lira zararla yılı kapatırken, su ve atık yönetimi de zarar eden diğer bir alan oldu. Bu durum, özellikle özel eğitim yatırımlarının maliyetlerini karşılamada zorlandığını, kamusal desteklerin yetersiz kaldığını ya da piyasa şartlarının sürdürülebilir kârlılık yaratmakta sıkıntılı olduğunu gösteriyor.

Bir başka kritik nokta, faaliyet kârındaki düşüşe rağmen net satışların artış göstermesi. 2024 yılında firmaların toplam net satışları 78,2 trilyon liraya ulaştı. Ancak faaliyet kârı 3,7 trilyon liraya geriledi. Bu durum, firmaların satış hacimlerini artırmalarına rağmen maliyet baskıları ve kârlılık sorunlarıyla karşı karşıya olduklarını ortaya koyuyor. Özellikle yüksek enflasyon ortamında satışların nominal olarak büyümesi doğal olsa da, maliyetlerin artışı ve faiz yükleri kâr marjlarını eritmiş görünüyor.

Bu veriler, Türkiye ekonomisinin temel dinamiklerine dair de önemli ipuçları veriyor. Birincisi, üretim sektörünün halen omurgayı oluşturduğu, ancak ticaretin istihdam ve firma sayısı açısından öne çıktığı anlaşılıyor. İkincisi, hizmetler sektöründe özellikle bilimsel ve teknik faaliyetlerin yükselişi, bilgi ekonomisine doğru bir dönüşümün işareti olabilir. Üçüncüsü ise finansman yapısında dengeli bir tablo görünse de, borçluluğun büyümenin ana motorlarından biri olmaya devam ettiği görülüyor.

Ek olarak, eğitim ve su-atık yönetimi gibi toplumsal açıdan kritik sektörlerin zarar etmesi, uzun vadede sürdürülebilir kalkınma açısından soru işaretleri barındırıyor. Eğitimde zarar eden bir özel sektör yapısı, nitelikli iş gücü yetiştirilmesinde sıkıntılar yaratabilir. Çevre ve altyapı hizmetlerinde ise zarar eden şirketler, uzun vadede yatırımlarını azaltabilir ve bu da yaşam kalitesine doğrudan etki edebilir.

Sonuç olarak, 2024 sektör bilançoları Türkiye ekonomisinin hem güçlü yanlarını hem de kırılgan noktalarını ortaya koyuyor. Firmaların büyüyen aktifleri ve satışları umut verici, ancak kârlılığın düşmesi ve bazı sektörlerdeki zararlar dikkatle takip edilmeli. Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda üretim kapasitesini artırırken, maliyet kontrolünü sağlamak ve katma değeri yüksek alanlara yönelmek zorunda olduğu çok açık.