Piyasalar Artık Ticaret Savaşlarını Umursamıyor mu?

Finans dünyasında bir zamanlar manşetleri süsleyen “ticaret savaşı” kavramı, görünüşe göre ABD’li borsa yatırımcılarının gündeminde giderek daha az yer tutuyor. ABD Başkanı Donald Trump döneminde sıklıkla gündeme gelen ve küresel belirsizlikleri artıran gümrük vergisi tehditleri, piyasalar için sanki eski bir haber haline gelmiş durumda. Bank of America’nın Temmuz ayında gerçekleştirdiği küresel fon yöneticisi anketi bunu açıkça ortaya koyuyor.

Bu ankete göre, fon yöneticilerinin piyasa güven endeksi geçen aya kıyasla belirgin şekilde artarak 3,3’ten 4,3’e yükseldi. Üstelik bu seviye, yatırımcıların en son Trump’ın ikinci dönemine adım attığı ve gümrük vergisi oynaklığının zirve yaptığı Şubat ayından bu yana piyasa hakkında hissettikleri en olumlu seviyeyi temsil ediyor. Bu tablo, ticaret savaşı kartının yeniden masaya sürülmesine rağmen yatırımcıların moralinin yerinde olduğunu gösteriyor. Hatta ankete katılan fon yöneticilerinin yarısından fazlası, ABD’nin uygulayacağı nihai gümrük vergisi oranının yalnızca %15’ler civarında kalacağını düşünüyor ve daha da önemlisi, bunun ciddi bir tehdit oluşturacağına inanmıyor.

Aslında piyasalardaki bu “umursamazlık” sadece ticaret savaşlarıyla sınırlı değil. Aynı ankete göre, gelecek yıl küresel bir durgunluğun yaşanabileceğine inanan yatırımcıların oranı son beş ayın en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Küresel ekonominin en olası gidişatı olarak “yumuşak iniş” görenlerin oranı %65’e ulaşırken, daha iyimser bir kesim ise doğrudan “iniş yok” senaryosunu dillendiriyor. Onlara göre enflasyon düşerken ekonomi büyümeye istikrarlı şekilde devam edecek. Bu tablo, yatırımcıların büyük resimde oldukça rahat olduklarına işaret ediyor.

Bu rahatlıkta kuşkusuz şirket kazançlarının da payı büyük. Bank of America’nın anketine göre, yatırımcıların %42’si ikinci çeyrekte hisse başına kazançların yukarı yönlü sürpriz yapacağını düşünüyor. Morgan Stanley’nin kazanç revizyonları göstergesi de Nisan ortasında -%25 gibi kötümser bir seviyedeyken bugün %3’e yükselmiş durumda. “Az vaat et, fazlasını yerine getir” anlayışıyla hareket eden şirketlerin, gümrük tarifelerine ilişkin belirsizlikler biraz daha netleşince bu iyimserliği boşa çıkarmayacağı görüşü hâkim.

Tüm bunlara ek olarak piyasaları heyecanlandıran bir diğer konu da yapay zeka. Fon yöneticilerinin %42’si, üretkenliğin yapay zekâ sayesinde zaten artmaya başladığını, %21’i ise bu artışın en geç gelecek yıl belirgin hale geleceğini düşünüyor. Bu iyimser hava, yapay zeka ve büyük teknoloji şirketlerine olan ilgiyi canlı tutuyor. Örneğin Roundhill Magnificent Seven ETF’si son üç ayda yaklaşık %40 oranında yükselerek yatırımcının teknoloji iştahını gözler önüne seriyor.

Regan Capital’den Skyler Weinand’ın dediği gibi, piyasa artık yönetimin ticaret hamlelerine eskisi kadar duyarlı değil. Bunun yerine yapay zeka, yeni teknoloji dalgaları ve kurumsal Amerika’nın hızlı uyum sağlama kabiliyetine odaklanıyor. Yatırımcıların perspektifi belki de olması gereken yerde; kısa vadeli gümrük vergisi başlıkları yerine, uzun vadeli büyüme ve verimlilik hikayelerine kulak kabartıyorlar.

Yine de bu rahatlığın sınırsız olmadığını unutmamak gerek. Tarifelerin nihai etkisi tam olarak fiyatlara yansıdığında veya küresel ekonomide umulan “yumuşak iniş” planlandığı gibi gitmediğinde, piyasalar tekrar test edilebilir. Ayrıca yüksek faiz ortamının özellikle daha borçlu sektörlerde yaratacağı baskı da dikkatle izlenmeli. Yine de bugün itibarıyla piyasanın ruh hali net: Ticaret savaşları mı? O dosya rafa kalktı; şimdilik. Gözler yapay zekada, kurumsal kazançlarda ve Fed’in bir sonraki adımında.

Bu nedenle yatırımcılar için en doğru strateji, kısa vadeli manşet gürültülerine kapılmadan, iyi çeşitlendirilmiş portföylerle uzun vadeli hikayelere odaklanmak olmaya devam ediyor. Gelecek sürprizlerle dolu olabilir, ancak bugünün piyasası bu sürprizleri karşılamaya geçmişe kıyasla çok daha hazırlıklı görünüyor.