Küresel piyasalarda, ABD’den gelen ekonomik veriler ülkenin “yumuşak iniş” yapabileceği beklentisini güçlendirirken, Güney Kore ve Fransa’daki siyasi krizlerin etkisi piyasalarda karmaşık bir seyir yarattı. Önümüzdeki hafta ise ABD enflasyon verileri ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz kararı dikkatle takip edilecek.
Güney Kore ve Fransa’daki Siyasi Krizler
Geçen hafta Güney Kore’de Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un ilan ettiği sıkıyönetim, parlamento tarafından kaldırıldı ve bu durum ülkede siyasi tansiyonun artmasına yol açtı. Fransa’da ise Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un hükümeti, parlamentoda muhalefetin destek verdiği bir gensoru önergesi sonucu düştü. Bunun üzerine Başbakan Michel Barnier istifa ederken, Macron yeni bir başbakan atayacağını açıkladı ve kendisinin görevde kalacağını vurguladı.
ABD Ekonomisi: Yumuşak İniş Mümkün Mü?
ABD’de geçen hafta açıklanan ekonomik veriler, ülkenin resesyona girmeden enflasyonu düşürebileceği beklentisini artırdı.
- Açık iş sayısı verileri, işgücü talebinin zayıfladığını ancak hala devam ettiğini gösterdi.
- Tarım dışı istihdam kasım ayında 227 bin kişi artarak beklentileri aştı.
- İşsizlik oranı ise yüzde 4,1’den yüzde 4,2’ye yükseldi.
Analistler, bu verilerin iş gücü talebindeki yavaşlamanın olumsuz etkilerini hafiflettiğini belirtti.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, ülke ekonomisinin düşünülenden daha güçlü olduğunu ifade ederek, bu durumun faiz indirimi sürecinde temkinli davranmalarına imkan tanıdığını söyledi. Powell, şu anki ekonomik tablonun “çok iyi” olduğuna dikkat çekti.
Para piyasalarındaki fiyatlamalar, Fed’in aralık ayında yüzde 85 ihtimalle 25 baz puan faiz indirimi yapacağını, yüzde 15 ihtimalle ise politika faizini sabit tutacağını gösteriyor.
Avrupa Merkez Bankası’nın Kararı Bekleniyor
Avrupa’da ise ECB’nin yılın son para politikaları kararı piyasalarda odak noktalarından biri. Bölgede resesyon endişeleri ve düşük imalat aktivitesi, 50 baz puanlık faiz indirimi beklentisini destekliyor. Ancak kasım ayına ilişkin öncü enflasyon verisinin ECB’nin hedeflediği yüzde 2 seviyesinin üzerinde gelmesi, bu beklentiyi sınırlıyor.
Analistler, ECB’nin alacağı kararın bölge ekonomisi üzerindeki etkisinin önemli olacağını vurguluyor.