Piyango Bileti, Şans Oyunları ve Hayaller

Her yıl 31 Aralık yaklaştıkça bir ülkenin hayal gücü kitlesel olarak devreye girer. Birer birer bayilere hücum ederiz; cebimizdeki son parayla, belki de bozuklukları bozdurarak o kutsal kağıdı alırız: Milli Piyango Bileti. 100 milyonluk hayalin fiyatı sadece 400 TL! İnanılmaz bir indirim. Hangi emlakçı size böyle bir teklif sunar?

Ev, araba, dünya turu, bir daha asla çalışmama hayali… Peki sonra ne olur? Genelde hiçbir şey. Ama yine de her sene yeniden oynarız. Çünkü umut, kazanmaktan daha büyük bir duygudur. Hem belki bu sefer sıra bizdedir.

“Şans oyunları bir tür yatırımdır” diyenler…

Şans oyunlarına ciddi bir ekonomik stratejiyle yaklaşan insanlar vardır. Aylık bütçelerinin belirli bir yüzdesini iddiaya, loto kuponlarına veya kazı kazanlara ayırırlar. Bir nevi pasif gelir hayalidir bu. Emeklilik planı gibi ama daha eğlenceli (!). Faiz geliri beklemek mi? O da ne? Loto varken neden devlet tahviliyle uğraşalım?

Hayal Ekonomisi: Türkiye’nin Gayri Safi Milli Umudu

Ülkelerin ekonomisi enflasyonla, büyüme oranıyla ölçülür. Ama bir de görünmeyen ekonomi vardır: Hayal ekonomisi.
Kimi insan girişim kurar, yatırım yapar; kimisi de “tutarsa” diye sayısal loto oynar. Emeğe inananla “bize de bir piyango vurmaz mı” diyenler aynı sokakta yaşar.

Aslında herkesin haklı olduğu bir dünyadayız:

  • Çalışan kazanır.
  • Ama bazen çalışmayan daha çok kazanır.
  • Ve en çok kazanan genelde kupon satan bayilerdir.

İronik Gerçek: Kazananlar Neden Mutlu Değil?

İstatistikler tuhaf şeyler söyler. Piyango veya büyük şans oyunlarını kazanan kişilerin büyük bir kısmı birkaç yıl içinde ya iflas ediyor ya da hayatı darmadağın oluyor. Parayla saadet olur da, plansız saadet yerini genellikle karışıklığa bırakıyor.

Bir gecede zengin olmanın en büyük zorluğu, o zenginliği taşıyacak karakterin henüz oluşmamış olmasıdır. Çünkü hayal etmek kolay, yönetmek zordur.

Kazanmak için oynarız, ama asıl kazanç… oynarken hayal kurmaktır.

Piyango bileti aslında küçük bir umut bileti. Kimse bilet alırken “nasıl vergisini öderim” diye düşünmez. Önce maldiv hayali, sonra lüks otomobil, sonra “sabahtan akşama kadar kitap okurum” düşüncesi gelir. Ne var ki kitap okumak için piyango gerekmez. Ama bunu fark etmek için önce birkaç bilet almak gerekir galiba.

Sonuç olarak…

Piyango kazanmak elbette güzel olurdu. Ama belki de asıl şans, hayatı gerçekçi planlarla yönetebilmektir. Şans oyunlarına ayırdığımız parayı bir yatırım fonuna koysaydık, bugüne kadar belki bir ev alamazdık ama en azından bilet alacak paramız hep olurdu.

Hayal kurmaktan vazgeçmeyin. Ama hayallerinizin altyapısını sadece şansa bırakmayın. Çünkü piyango genellikle kazandırmaz. Ama her zaman düşündürür.