Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), yayımladığı son Ekonomik Görünüm Raporunda Türkiye ekonomisinin 2025 yılında %2,9 oranında büyüyeceğini öngördü. Raporda, küresel belirsizliklerin artması ve sıkılaşan para politikalarının ekonomik aktivite üzerindeki etkilerine dikkat çekildi.
Küresel Büyüme Tahminleri Aşağı Yönlü Revize Edildi
OECD, raporunda küresel ekonomideki büyüme tahminini hem bu yıl hem de 2026 için %2,9’a çekti. Mart ayında açıklanan ara raporda ise bu oranlar sırasıyla %3,1 ve %3 olarak belirtilmişti. Bu revizyonda artan jeopolitik riskler, ticaret politikalarındaki belirsizlikler ve sıkı para politikalarının etkili olduğu ifade edildi.
ABD, Kanada ve Meksika’da büyüme yavaşlaması beklenirken; Çin ve diğer bazı büyük gelişmekte olan ekonomilerde de sınırlı da olsa yavaşlama öngörülüyor.
Türkiye Ekonomisi Dengelenme Sürecinde
OECD verilerine göre Türkiye ekonomisi, 2023 yılında %5,1 oranında büyüdükten sonra 2024’te büyüme hızını %3,2’ye düşürdü. Bu yavaşlama, iç tüketime dayalı büyümeden dış ticaretin daha fazla katkı sunduğu, dengeli bir büyüme yapısına geçişin işareti olarak yorumlandı.
2025 yılı için %2,9’luk büyüme tahmini yapılırken, 2026’da bu oranın %3,3’e yükseleceği öngörüldü. Bu, Türkiye’nin kademeli bir toparlanma sürecine gireceğine işaret ediyor.
Sıkı Para Politikası Enflasyonu Düşürüyor
Raporda, Türkiye’de enflasyonun 2025 sonunda ortalama %18,5 seviyesine gerileyeceği, 2026’nın son çeyreğinde ise %15 civarına inebileceği ifade edildi. Bu düşüşün arkasında sıkı para politikalarının etkisi olduğu vurgulandı.
2024’te ortalama enflasyonun %31,4 seviyesinde seyretmesi beklenirken, sıkılaştırıcı politikaların sürmesi durumunda 2026 yılı sonunda politika faizinin %25’e gerilemesi öngörülüyor.
Tüketim ve Yatırımda Geçici Zayıflama, 2026’da Toparlanma
OECD, Türkiye’de iç tüketimin sıkı finansal koşullar ve mali konsolidasyon nedeniyle sınırlı kalacağını, dış ticaretteki yavaşlamanın ise özel sektör yatırımlarını baskılayacağını öngörüyor. Ancak bu etkenlerin geçici olacağı ve 2026’da tüketim ve yatırımlarda kademeli bir toparlanma yaşanacağı belirtiliyor.
ABD Tarifeleri ve Avrupa Talebi Türkiye’yi Nasıl Etkiliyor?
OECD’ye göre ABD’nin uygulamaya koyduğu yüksek gümrük tarifelerinin Türkiye üzerinde doğrudan etkisi sınırlı kalacak. Türkiye’nin ABD’ye ihracatı toplam ihracatının %6’sını oluştururken, bu oran GSYH’nin yaklaşık %1’ine denk geliyor.
Ancak Avrupa ekonomisindeki olası bir durgunluk, Türkiye’nin ihracatının önemli bir bölümünü gerçekleştirdiği bu bölge üzerinden dolaylı etkiler yaratabilir. Özellikle otomotiv, tekstil ve makine gibi sektörler risk altında olabilir.
Mali Disiplin ve Yapısal Reform Vurgusu
Raporda Türkiye’de bütçe açığının 2024’te GSYH’nin %4,9’una ulaşacağı, ancak 2025’te %3,3’e ve 2026’da %3’e gerileyeceği öngörüldü. Bu iyileşmenin gelir performansının artması ve sermaye/transfer harcamalarının azaltılması sayesinde gerçekleşeceği belirtildi.
OECD ayrıca, enflasyonla mücadelede istikrarlı para ve maliye politikalarının yanı sıra yatırım ortamını iyileştirecek yapısal reformların da büyük önem taşıdığını vurguladı.
Yol Haritası Netleşiyor
OECD’nin tahminleri, Türkiye’nin 2024 ve 2025’te ılımlı bir büyüme temposuyla ilerleyeceğini, 2026’dan itibaren daha güçlü bir toparlanma dönemine gireceğini gösteriyor. Ancak bu senaryonun gerçekleşebilmesi için küresel ekonomideki belirsizliklerin sınırlı kalması ve Türkiye’nin mevcut para politikası disiplininden taviz vermemesi gerekiyor.
Gelecekte yatırımcı güveninin artması için politika öngörülebilirliğinin korunması, hukuki güven ortamının geliştirilmesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesi, ekonomide kalıcı istikrarın sağlanmasında kritik rol oynayacak.