Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Nisan ayına ait iş gücü istatistiklerini yayımladı. Veriler, işsizlik oranında dikkat çeken bir artışa işaret ediyor.
İşsizlik Oranı %8,6’ya Yükseldi
Nisan ayında Türkiye genelinde 15 yaş ve üzeri nüfusta işsiz sayısı, bir önceki aya göre 203 bin kişi artarak 3 milyon 63 bine yükseldi. Bu artışla birlikte mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı 0,6 puanlık yükselişle %8,6 oldu.
- Erkeklerde işsizlik oranı: %7,1
- Kadınlarda işsizlik oranı: %11,5
Genç İşsizlikte Yükseliş Sürüyor
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı, aylık bazda 0,4 puan artarak %15,7 seviyesine çıktı. Bu yaş grubunda cinsiyete göre dağılım ise şöyle oldu:
- Erkeklerde genç işsizlik: %11,2
- Kadınlarda genç işsizlik: %23,7
İstihdamda Gerileme: 316 Bin Kişi Daha İşsiz
Nisan ayında istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki aya göre 316 bin kişi azalarak 32 milyon 359 bine geriledi. Bu azalma, istihdam oranını da %0,5 düşüşle %48,8’e çekti.
- Erkeklerde istihdam oranı: %65,8
- Kadınlarda istihdam oranı: %32,2
İş Gücüne Katılımda Düşüş Var
Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücü sayısı, Nisan’da 114 bin kişi azalarak 35 milyon 421 bine düştü. Buna bağlı olarak iş gücüne katılma oranı da 0,2 puan azalışla %53,4 seviyesine indi.
- Erkeklerde katılım oranı: %70,9
- Kadınlarda katılım oranı: %36,4
Haftalık Çalışma Süresi 42,2 Saate Geriledi
İstihdam edilenlerden referans döneminde iş başında olanların ortalama fiili çalışma süresi, bir önceki aya göre 1,2 saat azalarak haftalık 42,2 saat olarak ölçüldü. Bu düşüş, ekonomik yavaşlamanın istihdam üzerindeki baskısını yansıtıyor olabilir.
Atıl İş Gücü Oranı %32,2’ye Çıktı
TÜİK verilerine göre zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan atıl iş gücü oranı %3,4 artışla %32,2’ye yükseldi.
- Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin toplam oranı: %22,5
- İşsiz ve potansiyel iş gücünün bütünleşik oranı: %20
Genel Değerlendirme
Nisan 2025 verileri, Türkiye’de iş gücü piyasasında hem işsizlik hem de istihdam açısından olumsuz bir tabloya işaret ediyor. Özellikle genç işsizliğin yüksek seyretmesi ve kadınların iş gücüne katılımındaki düşük oran, yapısal sorunların devam ettiğini gösteriyor.
İstihdamda yaşanan düşüşe rağmen iş gücüne katılımın da azalması, ekonomiye olan güvenin zayıfladığına işaret edebilir. Ek olarak, ortalama çalışma süresindeki gerileme de işgücü talebinde daralma olduğunu gösteriyor.
Bu veriler, karar alıcılar açısından işgücü piyasasını canlandıracak aktif politikaların gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
