Neoliberalizm, 20. yüzyılın ikinci yarısında küresel ekonomi ve siyaseti derinden şekillendiren bir ideolojidir. Serbest piyasa kapitalizmini, devlet müdahalesinin minimalize edilmesini ve özelleştirmeleri savunan bu düşünce sistemi, hem destekçileri hem de eleştirmenleriyle tartışmaların odağında yer alır. Bu derste neoliberalizmin kökenleri, temel ilkeleri, tarihsel uygulamaları ve yarattığı etkiler ele alınacaktır.
Neoliberalizm Nedir?
Neoliberalizm, klasik liberalizmin modern bir yorumu olarak ortaya çıkmıştır. Temel argümanı, serbest piyasa mekanizmalarının ekonomik verimliliği, yeniliği ve bireysel özgürlükleri maksimize ettiği yönündedir. Devletin rolü, piyasaları düzenlemek değil, rekabeti korumak ve özel mülkiyet haklarını güvence altına almaktır. Bu ideolojinin teorik temelleri, Friedrich Hayek, Milton Friedman ve Chicago İktisat Okulu gibi düşünürler tarafından atılmıştır.
Temel İlkeler
- Serbest Piyasa Önceliği:
Piyasaların kendi kendini düzenlediği ve kaynakların en etkin şekilde dağıtılacağı savunulur. Devlet müdahalesi (vergi, regülasyon) asgari düzeyde tutulmalıdır. - Özelleştirme:
Kamuya ait işletmelerin (enerji, sağlık, eğitim) özel sektöre devri, verimliliği artıracağı gerekçesiyle teşvik edilir. Örneğin, Margaret Thatcher’ın İngiltere’deki demiryolu özelleştirmeleri. - Deregülasyon:
İş dünyasını “kısıtlayan” yasaların kaldırılması (çevre standartları, işçi hakları). - Mali Kemeraltı:
Devlet harcamalarının (sosyal programlar, eğitim) kısılması ve bütçe açıklarının kontrol altına alınması. - Küreselleşme:
Sermaye, mal ve hizmetlerin sınır ötesi dolaşımının serbestleştirilmesi (NAFTA, AB gibi anlaşmalar).
Tarihsel Gelişim
- 1947 Mont Pelerin Topluluğu: Hayek ve diğer liberter düşünürler, Keynesyen refah devletine karşı alternatif bir model geliştirmek için bir araya geldi.
- 1970’ler Krizi: Petrol şoku ve stagflasyon, devlet müdahalesinin başarısızlığı olarak yorumlandı. Neoliberal politikalar alternatif olarak sunuldu.
- Reagan ve Thatcher Dönemi (1980’ler): ABD’de vergi indirimleri, İngiltere’de sendika karşıtı politikalar ve özelleştirmeler.
- Washington Uzlaşısı (1990’lar): IMF ve Dünya Bankası‘nın gelişmekte olan ülkelere yapısal uyum programları (Şili’de Pinochet rejimi, “Chicago Boys” etkisi).
Etkiler ve Eleştiriler
- Eşitsizlikte Artış:
OECD verilerine göre, 1980-2020 arasında küresel gelir dağılımı en üst %1 lehine bozuldu. Thomas Piketty’nin “21. Yüzyılda Kapital” eseri bu durumu belgeler. - Finansal Krizler:
2008 mortgage krizi, deregülasyon ve riskli finansal enstrümanlarla ilişkilendirildi. - Sosyal Hizmetlerin Erozyonu:
Sağlık ve eğitimde özelleştirme, düşük gelirlilerin erişimini zorlaştırdı. - Çevresel Tahribat:
Serbest piyasanın kısa vadeli kâr odaklı yaklaşımı, iklim krizini derinleştirdi. - Demokratik Aşınma:
Şirketlerin siyasi lobi faaliyetleri (Citizens United davası, ABD), politikaları etkileme gücü.
Güncel Tartışmalar ve Gelecek
- Pandemi Sonrası Dönem: Kamu sağlık sistemlerinin kırılganlığı, neoliberal sağlık politikalarını sorgulattı.
- Yükselen Alternatifler:
- Sosyal Demokrasi: Bernie Sanders ve Jeremy Corbyn’in refah devleti vurgusu.
- Yeşil Yeni Düzen: Piyasa dinamikleriyle çevre korumanın entegrasyonu.
- Teknoloji ve Neoliberalizm: Amazon ve Google gibi tekeller, rekabet yasalarını zorluyor.
Değerlendirme
Neoliberalizm, küresel ekonomide büyüme ve yenilik getirse de eşitsizlik ve istikrarsızlıkla gölgelendi. 21. yüzyılda iklim değişikliği, otomasyon ve popülizm gibi yeni zorluklar, bu modelin sürdürülebilirliğini sorgulatıyor. Gelecek, piyasa dinamikleriyle sosyal adalet arasında denge arayan hibrit modellerde olabilir.
Kaynakça:
- Harvey, D. (2005). Neoliberalizmin Kısa Tarihi.
- Klein, N. (2007). Şok Doktrini.
- Stiglitz, J. (2012). Eşitsizliğin Bedeli.