Morgan Stanley, Fed Faiz İndirimi Tahminini Güncelledi

Güncellenen projeksiyon, Fed’in Eylül, Kasım ve Aralık aylarında üst üste faiz indirimine gitme ihtimalini masaya koyuyor.

Küresel piyasalarda gözler uzun süredir ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikalarında. Enflasyonun seyrine ve ekonomik verilerin yarattığı baskıya paralel olarak, Fed’in önümüzdeki aylarda alacağı kararlar yalnızca ABD değil, küresel piyasalar için de yön belirleyici nitelikte. Son olarak Morgan Stanley, Fed’e ilişkin tahminlerini güncelledi ve yılın geri kalan üç toplantısının tamamında faiz indirimi yapılacağını öngördüğünü duyurdu. Bu tahmin, ABD’de tüketici fiyatlarının Ağustos ayında yedi ayın en güçlü artışını kaydetmesinin hemen ardından geldi.

Morgan Stanley daha önce yalnızca Eylül ve Aralık aylarında iki kez 25 baz puanlık indirim bekliyordu. Ancak güncellenen projeksiyon, Fed’in Eylül, Kasım ve Aralık aylarında üst üste faiz indirimine gitme ihtimalini masaya koyuyor. Bu durum, merkez bankasının enflasyonla mücadele stratejisinde esneklik gösterebileceğine ve ekonomik büyümeyi destekleme yönünde daha hızlı adımlar atabileceğine işaret ediyor.

Bu gelişme piyasalar açısından farklı yönlerden okunabilir. Bir yandan faiz indirimlerinin borçlanma maliyetlerini düşürerek yatırımları ve tüketimi canlandırması beklenebilir. Özellikle kredi piyasalarında ve konut sektöründe daha uygun koşulların oluşması, iç talebi destekleyici bir unsur haline gelebilir. Diğer yandan enflasyonun beklentilerin üzerinde direnç göstermesi, Fed’in bu adımları erken atması durumunda fiyat istikrarı konusunda yeni risklerin ortaya çıkmasına yol açabilir.

ABD ekonomisinin uzun süredir sıkıştığı ikilem aslında burada kendini gösteriyor: Bir tarafta güçlü tüketim ve işgücü piyasası, diğer tarafta enflasyonist baskılar. Fed’in bu tabloyu dengelemek için izleyeceği yol haritası, küresel sermaye akışlarından gelişen ülkelerin para politikalarına kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratacaktır. Özellikle doların değerinde yaşanacak olası değişimler, hem emtia fiyatlarını hem de gelişen piyasa kurlarını doğrudan etkileyebilir.

Morgan Stanley’nin tahminini değiştirmesinde, yalnızca son enflasyon verisi değil, aynı zamanda Fed’in piyasaları yumuşak inişe götürme kararlılığı da rol oynamış görünüyor. Küresel ekonomideki kırılganlıklar, Çin’deki toparlanma sorunları, Avrupa’da zayıf büyüme ve jeopolitik belirsizlikler de bu tabloyu tamamlayan unsurlar olarak öne çıkıyor.

Önümüzdeki dönemde piyasalarda volatilitenin artması muhtemel. Fed’in faiz indirimleri hızlandıkça, risk iştahının artması ve borsalarda yükseliş dalgaları yaşanması olası. Ancak bu yükselişler, temelde enflasyonun kontrol altında tutulup tutulamayacağına bağlı olacak. Çünkü eğer enflasyon tekrar yukarı yönlü baskı kurarsa, Fed’in sert bir geri adım atması ve politika yönünü yeniden sıkılaştırmaya çevirmesi ihtimal dahilinde.

Kısacası Morgan Stanley’nin güncellediği tahmin, yalnızca bir bankanın piyasa yorumu değil; aynı zamanda küresel ekonomik dengelerin kırılganlığını hatırlatan bir işaret. Fed’in atacağı adımlar, önümüzdeki üç ay boyunca yalnızca Wall Street’i değil, İstanbul’dan Singapur’a kadar tüm piyasalarda yatırımcı davranışlarını şekillendirecek. Yılın sonuna yaklaşırken, Fed’in faiz politikası küresel ekonomi için en kritik belirleyici olmaya devam edecek.