Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) son raporu, küresel ticaretin beklenenden daha güçlü bir toparlanma gösterdiğini ortaya koyuyor. Nisan ayında 2025 için yüzde 0,2’lik daralma öngörüsü yapılırken, bugün bu tahmin yüzde 0,9 büyümeye çevrildi. Görünürde olumlu olan bu revizyonun ardında ise sağlıklı bir talep artışından çok, politik belirsizliklerin yarattığı “önden yükleme” etkisi bulunuyor. Özellikle ABD’de ithalatçılar, yeni gümrük tarifeleri devreye girmeden önce siparişlerini hızlandırdı. İlk yarıda yüzde 11’lik ithalat artışı, bu taktiksel adımın somut kanıtı oldu.
Ancak iyimserliğin sınırları var. DTÖ ekonomistleri, bu hafta yürürlüğe giren tarifelerin 2025’in ikinci yarısında ve özellikle 2026’da ticareti yavaşlatacağı uyarısında bulunuyor. 2026 büyüme tahmininin yüzde 2,5’ten 1,8’e çekilmesi, küresel ticaretin önünde uzanan risklerin boyutunu gösteriyor. Tarife artışları, sadece mal akışını değil; iş dünyasının güvenini, yatırım iştahını ve tedarik zincirlerinin istikrarını da tehdit ediyor.
DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala’nın sözleri, bu kırılgan direncin çerçevesini çiziyor. Küresel ticaret, son tarife artışlarına rağmen direnç gösterebilmiş olsa da, belirsizlik hâlâ en yıkıcı unsur. Ticaretin uzun vadeli sağlığı, öngörülebilir bir ortam ve istikrarlı kurallara bağlı. Şimdilik, geniş çaplı bir misilleme döngüsünden kaçınılmış olması sevindirici. Fakat bu denge, kırılgan bir ip üzerinde yürüyen cambazın dengesine benziyor; küçük bir sarsıntı bile küresel ticaretin ritmini bozabilir.
Asıl sorun, ticaretin motoru olan güven unsurunun zedelenmesi. Şirketler, hangi pazara hangi maliyetle ulaşacaklarını bilmeden uzun vadeli plan yapamaz. Tedarik zincirleri, ani tarifelerle yeniden şekillenmek zorunda kaldığında verimlilik kaybolur, maliyetler artar. Bu nedenle küresel ekonominin liderleri, sadece kendi iç politik dengelerine değil, dünya ticaret sisteminin bütününe karşı da sorumluluk taşıyor.
DTÖ’nün mesajı net: Dünya ticareti hâlâ ayakta, fakat yara alıyor. Şimdi yapılması gereken, korumacı dalgayı büyütmek yerine iş birliğini derinleştirmek, kuralları güçlendirmek ve belirsizliği azaltmak. Çünkü ticaretin en iyi dostu güven, en büyük düşmanı ise belirsizliktir.










