Küresel Rüzgarlar Pozitif, Siyasi Belirsizlik Gölgesinde BIST’in Kader Haftası

Borsa İstanbul’da son dönemde dikkatlerin yeniden yurt içi siyasi gelişmelere çevrilmesiyle satış baskısının giderek arttığı görülüyor. Aslında son bir haftalık zaman diliminde bakıldığında, küresel ve yerel cephede endeks lehine pek çok gelişmenin yaşandığını net biçimde görmek mümkün. Bu olumlu atmosferi destekleyen üç temel başlık öne çıkıyor.

İlk olarak İran ile İsrail arasında sağlanan ateşkes anlaşmasının uygulanmaya başlaması, bölgede uzun süredir tırmanan jeopolitik tansiyonun hızla gerilemesini sağladı. Hürmüz Boğazı üzerinden geçecek enerji arzına yönelik risklerin ortadan kalkması, global piyasalarda derin bir nefes aldırdı. Jeopolitik risklerin hafiflemesi, yatırımcı iştahını da yeniden canlandırdı. Bu durum, yalnızca Türkiye değil, küresel borsalar açısından da şüphesiz ki son derece pozitif bir gelişme olarak kayda geçti.

İkinci önemli etken ise petrol fiyatlarındaki keskin düşüş oldu. Orta Doğu kaynaklı gerilimlerin yatışmasıyla birlikte, daha birkaç hafta önce İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatabileceği ve Brent petrolün 100 doların üzerine tırmanabileceği konuşulurken, bugün geldiğimiz noktada ateşkes sayesinde Brent petrolde fiyatların 67 dolar seviyesinde dengelendiğini görüyoruz. Petrolün bu denli hızlı bir şekilde geri çekilmesi, dünya genelinde son dönemde bozulan enflasyon beklentilerinin tamir edilmesine yardımcı oluyor. Bu durum, doğal olarak merkez bankalarının daha yüksek sesle faiz indirimi opsiyonunu dile getirmesine zemin hazırlıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) açısından da bu fotoğraf pek farklı değil.

Nitekim üçüncü başlık tam olarak buraya bağlanıyor. TCMB’nin haziran ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz indirimine kapıyı açık bırakması dikkat çekmişti. Üstelik temmuz ayı için faiz indirimi olasılığı artık epey yüksek sesle telaffuz ediliyor. Haziran enflasyon verisinin beklentilerin altında gelmesi durumunda bu ihtimal daha da güçlenecektir. Dolayısıyla piyasalar şimdiden faiz indirimi hikayesini satın almaya başlamış durumda.

Tüm bunlara ek olarak küresel ekonomi cephesinden bir diğer önemli başlık ABD ve Çin’in yeni bir ticaret anlaşması imzaladıklarını açıklamaları oldu. Trump dönemiyle başlayan ve tüm dünyayı kasıp kavuran tarife savaşlarının ciddi şekilde sönümlenmeye başlaması, global ticaretin geleceği açısından oldukça umut verici bir gelişme. Böylelikle dünya ekonomisinde yeniden daha serbest bir ticaret rüzgarının esebileceği beklentisi fiyatlanmaya başlandı.

Bu tabloyu genel hatlarıyla okuduğumuzda, hem küresel hem de yerel veriler eşliğinde piyasalarda pozitif bir fiyatlama beklemek pek de yanlış sayılmaz. Zaten ABD ve Avrupa borsalarında son günlerde güçlü yükselişlerin yaşandığını izliyoruz. Buna karşın Borsa İstanbul’un yani BIST 100 endeksinin zaman zaman negatif ayrışması ise aslında çok da şaşırtıcı değil. Bunun temel nedeni tamamen iç siyasi dinamiklerle bağlantılı. CHP kurultayının 30 Haziran Pazartesi günü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek olması, beraberinde “kayyum” söylentilerini ve siyasi arenada tansiyonun artma riskini gündeme taşıdı. Dolayısıyla piyasa, bu belirsizliğe duyarlı davranıyor ve tedirgin bir bekleyiş içinde satış baskısı kendini daha net hissettiriyor.

Teknik açıdan bakıldığında BIST 100 endeksinde 9.500 seviyesinin bir türlü aşılamadığı dikkat çekiyor. Gelen satış dalgası ile 8 günlük üssel hareketli ortalama konumundaki 9.300 seviyesinin de altına inilmesi, temkinli duruşu güçlendiriyor. Ancak burada kritik nokta 9.066 seviyesi. Bu destek korunmaya devam ettikçe yeni ve daha derin bir satış dalgasından bahsetmek doğru olmaz. Yalnız bu seviyenin aşağı yönde kırılması durumunda 8.566 desteğinin yeniden radara gireceğini hatırlatmak gerekiyor.

Dolayısıyla şu an için piyasada temkinli, hatta yer yer tedirgin bir bekleyişin hakim olması şaşırtıcı değil. Yine de yukarıda detaylandırdığımız jeopolitik gerilimin azalması, petrol fiyatlarının geri çekilmesi, ABD-Çin ticaret savaşlarının sönümlenmesi ve Türkiye’de faiz indirimi ihtimalinin artması gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda; 30 Haziran’daki siyasi belirsizliği azaltan bir karar çıkması halinde Borsa İstanbul’un hızla global borsalardaki pozitif atmosfere katılabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle bir senaryoda 9.500 direncinin güçlü bir şekilde kırılması ve ardından 10.200 – 10.470 bandına doğru kısa vadede hızlı bir yükseliş yaşanması oldukça olası görünüyor.

Sonuç olarak, yurt içi siyasi gelişmeleri yakından izlemekle birlikte, küresel cephede rüzgar hisse senedi piyasaları lehine esmeye başlamış durumda. Bu noktada Türkiye piyasalarının da elini kolunu bağlayan iç risklerin bir nebze hafiflemesi halinde, BIST 100’ün küresel pozitif seyre ayak uydurması için önünde pek bir engel kalmayacak gibi duruyor. Yatırımcılar açısından önümüzdeki hafta bu açıdan son derece kritik ve yön belirleyici olacak.