Kalıcı Bir Dönüş mü, Kısa Süreli Nefeslenme mi?
Kripto para piyasası, geçtiğimiz haftanın sert satışlarının ardından yeni haftaya temkinli bir toparlanma havasıyla giriş yaptı. Ancak bu toparlanma, piyasanın kırılgan yapısını gizlemeye yetmedi. Bitcoin’in haftanın ilk saatlerinde 88.000 doları test etmesi, birçok yatırımcı için kısa vadeli bir umut ışığı yarattıysa da bu seviyede gelen sert satışlar fiyatı yeniden 86.000 dolar bandına çekti. Görünen o ki piyasa, hâlâ net bir yön tayin edememenin sancılarını yaşıyor.
Toparlanmanın fitilini ateşleyen en önemli faktörlerden biri Fed cephesinden gelen açıklamalar oldu. New York Fed Başkanı John Williams’ın faiz indirimine kapı aralayan yorumları ile Fed Başkan Yardımcısı Philip Jefferson’ın yapay zekâ odaklı uzun vadeli ekonomik iyimserliği, piyasalarda bir nebze rahatlama yarattı. Bu söylemler, özellikle Bitcoin’in geçtiğimiz hafta dip seviyelere yaklaşarak 80.000 dolara kadar gerilediği ortamda bir nefes alma alanı sundu. Ancak bu rahatlamanın kalıcı bir dönüş sinyali olmadığını söylemek için elimizde fazlasıyla veri var.
Piyasadaki en dikkat çekici göstergelerden biri, ABD’de işlem gören spot Bitcoin ETF’lerindeki devasa işlem hacmiydi. Geçtiğimiz hafta toplam 40,32 milyar dolar ile rekor kıran hacim, ilk bakışta bir hareketlilik göstergesi olarak değerlendirilse de detaylara bakıldığında tablo pek iç açıcı değil. Hacmin büyük bölümü çıkış yönlüydü. Üstelik yalnızca Kasım ayında ETF’lerden 3,55 milyar dolarlık çıkış yaşanması, yatırımcıların ciddi bir satış baskısı oluşturduğunu ortaya koyuyor. Özellikle maliyetleri 90.000 dolar üzerindeki yatırımcıların zarar kesmek zorunda kalması, fiyat baskısını artıran unsurlardan biri haline geldi.
Bu karmaşık tablo içinde altcoin piyasası da Bitcoin’in gölgesinden çıkamadı. Ethereum’un 2.800 dolar seviyesini koruması ve XRP’nin 2 dolar üzerinde kalması, yüzeysel bir stabilite izlenimi verse de altcoinlerin genelinde yönsüzlük hâkim. ADA, SOL, LINK ve BCH gibi majör altcoinlerde hafif geri çekilme yaşanırken, BNB ve DOGE sınırlı pozitif seyirle ayrışmaya çalışıyor. Ancak piyasanın genel ruh hâli, “temkinli bekleyiş” olarak özetlenebilir.
Kurumsal tarafta ise hareketlilik oldukça dikkat çekici. Tom Lee’nin yönettiği Bitmine fonunun kısa sürede 50.000 ETH üzerinde bir birikime ulaşması, kurumsal yatırımcıların Ethereum’a yönelik ilgisini yeniden gündeme taşıdı. Bu tür büyük ölçekli alımlar, piyasanın dip seviyeleri değerlendirdiğini gösterse de sektör geneline yayılan bir kurumsal alım dalgası henüz oluşmuş değil. Bunun tam karşısında, Solana tabanlı meme coin platformu Pump.fun’dan gelen 436,5 milyon USDC’lik çıkış gibi endişe verici büyük transferler de piyasanın kırılganlıklarını gözler önüne seriyor. Projenin tokeninin hafta boyunca %20’den fazla değer kaybetmesi, kripto ekosisteminde güven unsurunun ne kadar hızla zayıflayabileceğini bir kez daha kanıtladı.
Toplam kripto para piyasa değerinin yeniden 3 trilyon dolar seviyesinin altına düşmesi ise piyasanın genel ruh hâline dair en net gösterge. Bitcoin’in piyasa değeri 1,7 trilyon dolar seviyelerinde yatay seyrederken, dominansının %57 olması, risk iştahının büyük oranda hala Bitcoin’e sıkıştığını ortaya koyuyor. Bu durum, altcoinlerin yakın vadede güçlü bir ayrışma göstermesinin önünde önemli bir engel oluşturuyor.
Mevcut teknik görünüm, fiyatların kısa vadeli bir dengelenme arayışı içinde olduğunu gösterse de volatilite yüksek kalmaya devam ediyor. Bitcoin’in 88.000 dolar direncini aşamaması, yukarı yönlü hareketin güçsüzlüğünü ortaya koyarken; ETF çıkışları ve kurumsal pozisyon değişiklikleri piyasadaki belirsizliği derinleştiriyor. Tüm bu tablo, Fed’in Aralık ayı toplantısı öncesinde açıklanacak yeni verilerin fiyatlamalar açısından kritik rol oynayacağını işaret ediyor. Makro taraftaki iyimserlik dalgasının devam edip etmeyeceği, kripto piyasasının yönünü belirlemede en az teknik göstergeler kadar etkili olacak.
Bu noktada eklemek gerekir ki, kripto piyasaları sadece makro verilere ve fon akışlarına bağlı olarak şekillenmiyor. İçsel dinamikler, özellikle de proje temelli riskler, ekosistemdeki güveni anlık olarak sarsma potansiyeline sahip. Bu nedenle yatırımcıların büyük fon hareketlerini yakından takip etmesi, piyasa değerindeki ani kaymaların ardındaki nedenleri analiz etmesi büyük önem taşıyor. Piyasa uzun vadede büyümeye devam edecek güçte olsa da kısa ve orta vadede kırılganlığın yüksek olması, risk yönetimini her zamankinden daha önemli hale getiriyor.
Sonuç itibarıyla kripto piyasası toparlanma isteği gösteriyor ancak bu isteğin önünde hem teknik hem de psikolojik bariyerler bulunuyor. Fiyatlayıcı unsurların çok yönlü ve değişken olduğu bir süreçte, “aceleci iyimserlik” yerine “ölçülü gerçekçilik” çok daha sağlıklı bir perspektif sunuyor.










