Kripto piyasası bu hafta hem regülasyon cephesinden hem de piyasa hareketlerinden kaynaklı yoğun bir gündemle karşı karşıya kaldı. ABD Temsilciler Meclisi’nin beklenen GENIUS ve Clarity yasalarını oylamayı ertelemesi, piyasada yeni bir belirsizlik kapısı araladı. Oylamanın, prosedürel bir engel nedeniyle başarısız olması sonrası tasarıların çarşamba ve perşembe günlerine kaydırılması bekleniyor ancak net bir tarih olmaması yatırımcının zihninde soru işaretleri oluşturdu. Oysa bu iki yasa; stablecoin’lerden SEC-CFTC yetki paylaşımına kadar kritik konuları ele alıyor. Özellikle stablecoin ihracına nakit zorunluluğu getiren ve büyük ihraççılar için yıllık denetimler öngören GENIUS tasarısı, piyasada ciddi yankı uyandırmış durumda. Clarity yasası ise kripto ekosisteminin uzun süredir talep ettiği regülasyon netliğini sağlayabilir. Sektör temsilcileri yasaların ertelenmesine rağmen orta vadede mutlaka geçeceği inancını koruyor. Ancak politik çıkar çatışmalarının CBDC gibi konularda süreci daha da zora sokması ihtimal dahilinde.
Bu belirsizlik ortamında dikkatleri üzerine çeken bir diğer başlık, Ethereum ekosisteminde yaşandı. SharpLink Gaming (SBET), Ethereum Foundation’ı geride bırakarak 280.706 ETH’lik bakiyesiyle dünyanın en büyük kurumsal Ethereum yatırımcısı haline geldi. 74.656 ETH’lik son alım hamlesini 413 milyon dolarlık bir hisse ihracıyla finanse eden şirket, bunun önemli bir kısmını gelecekteki ETH yatırımlarına ayırmış durumda. Ethereum stake geliriyle şu ana kadar yaklaşık 415 ETH kazanmaları, Michael Saylor’ın Bitcoin stratejisini ETH üzerinde uygulayan yeni bir akımın sinyalini veriyor. Üstelik şirketin yönetim kuruluna Ethereum’un kurucu isimlerinden Joseph Lubin’in gelmesi, bu stratejinin yalnızca finansal değil, aynı zamanda ekosistem perspektifinden de uzun vadeli olduğunu düşündürüyor.
Bu haftanın belki de en çarpıcı gelişmesi, Satoshi döneminden kalma bir Bitcoin balinasının yaklaşık 80 bin BTC’yi satmasıydı. 14 yıl boyunca hareketsiz kalan bu cüzdanın borsalara önce 4.500 BTC, ardından dalgalar halinde toplamda 20 bin BTC’yi yönlendirmesi, Bitcoin fiyatında sert bir satış baskısı yarattı. Nihayetinde balina cüzdanını tamamen boşaltarak 3.157 BTC daha sattı ve piyasayı %5,6 gerileterek 117.000 doların altına itti. Uzmanlar, bu hareketin kısa vadede volatiliteyi artıracağını ancak Satoshi döneminden kalma arzın kısıtlı olması nedeniyle orta vadede piyasanın dengelenebileceğini belirtiyor.
Kurumsal cephede Standard Chartered’ın Bitcoin ve Ethereum için doğrudan spot işlemler başlatması, geleneksel finansın kriptoyu daha fazla içselleştirmeye başladığını gösteren önemli bir işaret. Banka, bu hizmeti dünya genelindeki kurumsal müşterilerine İngiltere üzerinden sunarak piyasaya güven vermeyi hedefliyor. Zaten ABD’de onaylanmış Bitcoin ve Ethereum ETF’lerine bugüne kadar 57,5 milyar dolardan fazla giriş olması, kurumsal iştahın güçlendiğini kanıtlıyor.
Bir başka dev finansal manevra ise Cantor Fitzgerald SPAC’inden geldi. Blockstream’den 30.000 BTC alımı için 4 milyar dolarlık devasa bir anlaşmaya yaklaşan şirket, bu satın alma ile Bitcoin hazine modeline Michael Saylor’un MicroStrategy’sinden sonraki en büyük damgayı vurabilir. Anlaşmanın SEC ve hissedar onaylarının ardından tamamlanması bekleniyor. Bu trend, halka açık şirket bilançolarında Bitcoin’in rezerv varlık olarak daha sık yer bulacağını işaret ediyor.
Avustralya’da Block Earner’ın Bitcoin teminatlı konut depozito kredisi başlatması ise kriptonun yalnızca yatırım değil, günlük finansman araçlarına dönüşmesinde yeni bir adım. Artık Avustralyalı genç yatırımcılar ellerindeki Bitcoin’i satmadan ev alırken teminat gösterebilecek. Bitcoin fiyatı düşerse ek teminat gerekmesi gibi riskler barındırsa da, bu tür ürünler dijital varlıkların geleneksel finansla entegrasyonunu hızlandırıyor.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Fidelity’nin Japon Bitcoin şirketi Metaplanet’in en büyük hissedarı konumuna gelmesi, ProShares’in XRP ve Solana için kaldıraçlı ETF’ler çıkarması ve Polymarket’in ABD davalarının düşmesi gibi haberler piyasada “kripto normalleşmesi” sürecini hızlandıran unsurlar olarak öne çıkıyor. GameStop’un Bitcoin alımını yalnızca enflasyona karşı koruma olarak tanımlaması da gösteriyor ki, kurumsal aktörler artık Bitcoin’i salt spekülatif değil, finansal portföylerin bir sigortası olarak görüyor.
Bütün bu tablo, kripto piyasasında kurumsallaşmanın hızla arttığı ve düzenleme adımlarının bu büyümeyi daha sağlam temellere oturtacağı bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Ancak balina satışları, yasa belirsizlikleri ve volatil fiyat hareketleri bizlere hâlâ risklerin sürdüğünü hatırlatıyor. Kripto dünyası tam olarak olgunlaşmadan önce daha çok testten geçecek gibi görünüyor. Yine de uzun vadede manzaranın daha net ve kurumsal olacağına dair işaretler giderek güçleniyor. Bu da cesur ama temkinli yatırımcılar için yeni fırsatlar anlamına geliyor.










