23 Ağustos 2025 itibarıyla Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında yenileme ve yeni açılış işlemleri YUVAM hesapları hariç durduruldu. Bu karar, Türk ekonomisi açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
2021 yılında Türk Lirası’ndaki değer kaybını durdurmak ve döviz kurlarında istikrar sağlamak amacıyla devreye alınan KKM, kısa sürede yatırımcıların ilgisini çekmişti. Dövize endeksli getirisiyle birikimleri kur dalgalanmalarına karşı koruyan uygulama, 2023 Ağustos’ta 140 milyar doları aşarak zirveye çıkmıştı. Ancak son iki yılda hızlanan çıkışlarla birlikte KKM bakiyesi 11 milyar dolara kadar geriledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın KKM’yi sonlandırma hamlesi, 2025 Para Politikası Metni’nde yer alan sadeleşme hedefleriyle uyumlu bir adım olarak görülüyor. Bu gelişmeyle birlikte para politikalarının daha öngörülebilir hale gelmesi, faiz kararlarının piyasa dinamikleriyle daha uyumlu şekilde alınması ve makroihtiyati çerçevede oluşan karmaşıklığın ortadan kalkması amaçlanıyor.
KKM’den çıkış sürecinin tamamlanması, yatırımcıların yeni yönelimlerini de beraberinde getirecek. Uzmanlara göre bu süreçte mevduatlar, TL vadeli hesaplara, Hazine bonolarına, devlet tahvillerine ve alternatif yatırım araçlarına kayabilir. Böylece hem finansal sistemde yeni dengeler oluşacak hem de yerli yatırımcıların yatırım alışkanlıklarında değişim gözlenecek.
Bu karar aynı zamanda, Türk ekonomisinin kur şoklarına karşı olağanüstü araçlara ihtiyaç duymadan yoluna devam etme iddiasının da göstergesi. Ekonomi yönetimi, kur istikrarını ve enflasyonla mücadeleyi artık klasik para politikası araçlarıyla sağlamayı hedefliyor.
Önümüzdeki dönemde en kritik soru, KKM’den çıkan paranın hangi alanlara yöneleceği olacak. Piyasalarda TL’ye güvenin artması ve faizlerin enflasyon beklentilerini karşılayacak seviyelerde tutulması halinde, yatırımcıların döviz yerine TL mevduat ve sabit getirili ürünlere daha fazla yönelmesi bekleniyor. Aksi halde ise borsa ve alternatif yatırım araçlarına olan talep artabilir.
Kısacası KKM’nin sona ermesi, sadece bir uygulamanın kaldırılması değil, aynı zamanda Türk ekonomi politikasında “normalleşme” sürecinin de en somut göstergelerinden biri olarak öne çıkıyor.








