Kasım Etkisi: Piyasaların Geleneksel Baharı

Bu yıl Kasım ayının güçlü geçmesi beklentisi sadece duygusal bir yatırımcı hissiyatı değil; tarih ve veri bunu destekliyor.

Finansal piyasalarda bazı aylar sadece takvimde yer tutmaz; yatırım hafızasında özel anlamlar taşır. Kasım, işte tam bu kategoriye giren bir dönem. Tüm göstergeler, bu yıl da bu geleneğin kolay kolay bozulmayabileceğine işaret ediyor.

Kasım ayı finans dünyasında her zaman özel bir yere sahip oldu. Tarihsel veriler, bu dönemin hisse senedi piyasaları için adeta bir “mevsimsel bahar” niteliğinde olduğunu gösteriyor. Bank of America analistlerinin son raporu da bunu net şekilde ortaya koyuyor: 1927’den bu yana Kasım aylarında S&P 500 endeksi yılların yaklaşık yüzde 59’unda değer kazanmış ve ortalama yüzde 1 yükselmiş. Uzun vadeli istatistikler Kasım’ı pozitif bölgeye yazarken, son yıllardaki performanslar da bu geleneği teyit ediyor.

Bu yıl Kasım ayının güçlü geçmesi beklentisi sadece duygusal bir yatırımcı hissiyatı değil; tarih ve veri bunu destekliyor. Piyasalar yeni bir ABD başkanlık döngüsünün ilk yılında bulunuyor. Finansal tarih bize, başkanlık döngüsünün ilk yılında piyasaların genellikle olumlu performans sergilediğini söylüyor. Buna ek olarak, S&P 500’ün Ekim ayını anlamlı bir kazançla kapatmış olması da güçlü Kasım beklentisini pekiştiriyor. Özellikle seçim yıllarında Ekim’de görülen yükselişlerin ardından Kasım’da da neredeyse yüzde 90 oranında pozitif getiri görülmesi, yatırımcıların iştahını artırıyor. Yani geçmiş döngüler ve yakın dönem piyasa atmosferi, Kasım 2025’i potansiyel olarak parlak bir dönem haline getiriyor.

Sektörel bazda bakıldığında, Kasım aylarında bazı alanların daha fazla öne çıktığını görüyoruz. Tüketici tercihi, teknoloji, sağlık ve sanayi hisseleri tarihte Kasım ayında ortalama yüzde 2,5 ile 3 civarında getiri sağlamış. Daha küçük ölçekli şirketlerde ise bu oran Kasım-Aralık döneminde yüzde 6’nın da üzerine çıkıyor. Buna karşılık enerji, kamu hizmetleri ve gayrimenkul sektörleri bu dönemde daha zayıf bir performans eğilimi sergiliyor. Seçici olmak, yani mevsimsel güç bölgelerini yakalamak bu dönemde önemli bir avantaj sunabilir.

Kasım etkisi küresel arenada da benzer şekilde hissediliyor. Japonya Nikkei 225 endeksi son beş yılın Kasım aylarında ortalama yüzde 3,8 yükseldi; pandemi sonrası dönemde 2020 Kasım’ında yüzde 15’i aşan bir sıçrama ve 2023’te yüzde 8,5 artış, bu trendi güçlendiriyor. Almanya’nın DAX endeksi 2020 Kasım’da yüzde 15 gibi dikkat çekici bir yükseliş yaşadı ve son beş yıllık Kasım performansı da yüzde 6’nın üzerinde. Avrupa’nın lokomotif piyasası için Kasım adeta geleneksel bir kazanım ayı.

ABD cephesinde tablo aynı doğrultuda. S&P 500 son beş Kasım’ın dördünde yatırımcısına kazandırdı ve ortalama performans yüzde 6 civarında oldu. Nasdaq 100 ise aynı dönemde yüzde 6,8’e ulaşan ortalama getirisiyle teknoloji hisselerinin Kasım ayına olan duyarlılığını açık biçimde gösterdi. Bu sonuçlar, yalnızca eski ve geniş serili tarihsel verilerin değil, son yılların dalgalı piyasalarının dahi Kasım etkisini sürdürdüğünü gözler önüne seriyor.

Sadece hisse senetleri değil, emtialar da Kasım performansında dikkat çekiyor. Altın son beş yılın Kasım aylarında ortalama yüzde 2,2 yükseldi. Yıl sonu yaklaşırken portföylerde risk dengesi arayışı, altına yönelimi artırıyor olabilir. Jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin gölgesinde yatırımcıların altınla güvence araması şaşırtıcı değil.

Bu tabloyu bütüncül değerlendirdiğimizde, Kasım ayının küresel finansa özgü bir ritüel olduğunu söylemek abartı olmaz. Yıl sonuna yaklaşırken kurumlar bilançolarını güçlendirir, fonlar pozisyon alır, yatırımcılar performans hedeflerine odaklanır. Bu kolektif davranışın etkisi piyasaya olumlu yansır. Elbette tarih her zaman birebir tekerrür etmeyebilir, piyasa dinamiklerinin kendine özgü ritimleri vardır ve her dönem kendi koşullarını yaratır. Ancak uzun süreli istatistiklerin yatırım stratejilerinde yol gösterici rolü yadsınamaz.

Kasım 2025 de bu anlamda dikkatle takip edilmesi gereken bir dönem. Teknik göstergeler, tarihsel eğilimler ve makro döngüler aynı yönde sinyal veriyor. Bu süreçte yatırımcıların hem risk yönetimini elden bırakmaması hem de piyasadaki fırsatları değerlendirmesi büyük önem taşıyor. Her zamanki gibi disiplin, bilgi ve sabır başarıya giden yolun en kritik unsurları.