Orta Doğu, jeopolitik gerilimlerin merkez üssü olmaya devam ediyor. Son olarak İran ile İsrail arasında patlak veren sıcak çatışmalar, yalnızca bölgeyi değil, küresel enerji piyasalarını ve finansal varlıkları da derinden etkiledi. Petrol arzına ilişkin endişeler, enerji fiyatlarını dalgalandırırken; Türkiye gibi bölgesel aktörlerin borsaları da bu gerilimden nasibini alıyor. Özellikle Borsa İstanbul’da işlem gören enerji hisseleri, jeopolitik belirsizliklerin gölgesinde karmaşık bir seyir izliyor. Bu yazıda, savaşın ham petrol fiyatları üzerindeki etkilerini ve Türkiye’deki enerji şirketlerinin, özellikle güneş enerjisi, rüzgar enerjisi vb. şirketlerinin bu durumdan nasıl etkilendiğini değerlendireceğiz.
Petrol Fiyatlarında Şok Dalgası: Arz Endişesi ve Spekülasyonlar
İran-İsrail savaşı, dünya enerji arzının kalbinde yaşanıyor. İran, küresel petrol rezervlerinin yaklaşık %10’una sahipken; Hürmüz Boğazı gibi hayati petrol güzergahlarını kontrol eden ülkelerden biri. İsrail ile yaşanan çatışmaların bölgesel bir savaşa evrilme ihtimali, bu rotaların kapanabileceği ya da petrol arzının sekteye uğrayabileceği yönünde beklentiler doğurdu. Bu da Brent petrol ve WTI gibi gösterge petrol türlerinde sert yükselişlere yol açtı.
Brent petrol, savaşın ilk haftasında 90 dolar/varil seviyesini aşarken, vadeli işlemlerde 100 dolar eşiğine yönelik pozisyonlar dikkat çekti. Bu artışın temelinde sadece arz riskleri değil, aynı zamanda hedge fonların ve büyük kurumsal yatırımcıların ani pozisyon değişiklikleri de bulunuyor.
Enerji Hisselerine Yönelik Piyasa Tepkisi: İlk Etki ve Sonrası
Borsa İstanbul’daki enerji sektörü hisseleri de savaşın başlamasıyla birlikte güçlü volatilite yaşadı. İlk etapta petrol ve doğalgaz odaklı şirketlerde alımlar hızlanırken, yatırımcılar bu şirketlerin artan enerji fiyatlarından fayda sağlayabileceğini öngördü. Ancak çatışmanın uzaması ve maliyet tarafında yaratacağı baskılar, bu olumlu algının hızla sorgulanmasına neden oldu.
Diğer yandan, yenilenebilir enerji hisselerinde, özellikle GES (Güneş Enerjisi Santrali) ve RES (Rüzgar Enerjisi Santrali) yatırımı bulunan şirketlerde farklı bir eğilim gözlemlendi. Başta, enerji ve elektrik hisseleri savaşın ilk şokunda kısa süreli satış baskısı yaşadı. Ancak ardından bu şirketlere yönelik ilginin yeniden arttığı görüldü.
GES ve RES Hisseleri Neden Pozitif Ayrışabilir?
Jeopolitik krizler genellikle enerji güvenliği endişelerini beraberinde getirir. Fosil yakıtların temininde yaşanabilecek olası kesintiler, hükümetleri ve özel sektörleri alternatif enerji kaynaklarına daha fazla yöneltir. Bu nedenle güneş ve rüzgar enerjisi gibi sürdürülebilir çözümler, uzun vadeli yatırımcının gözünde daha cazip hale gelir.
Enerji hisseleri açısından bu kriz birkaç açıdan önemli bir kırılma noktası olabilir:
- Enerji Dönüşümüne Yönelik Küresel Baskının Artması: Savaş, Avrupa başta olmak üzere birçok ülkenin enerji kaynaklarını çeşitlendirme baskısını artırabilir. Bu durum, güneş paneli ve teknoloji ihracatçısı olan Türk GES firmalarının ihracat potansiyelini artırabilir.
- Yerli ve Yenilenebilir Enerjiye Olan Talep: Türkiye, enerji ithalatına yüksek oranda bağımlı bir ülke. Petrol fiyatlarındaki artış, döviz kuru üzerinden enflasyonu tetiklerken, bu durum kamu politikalarını yerli ve yenilenebilir kaynaklara yönlendirebilir. Bu da GES yatırımlarını destekleyici teşviklerin artmasına neden olabilir.
- Yatırımcı Perspektifiyle Güvenli Liman Algısı: Özellikle ESG kriterlerine yatırım yapan fonlar ve çevreci yatırımlar yapan portföy yöneticileri, jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde fosil enerjiye mesafeli durarak GES gibi düşük karbon ayak izli şirketlere yönelebilir.
Riskler Göz Ardı Edilmemeli
Ancak GES şirketleri için bu süreç tamamen fırsatlarla dolu değil. Artan jeopolitik riskler, panel ve inverter gibi kritik ekipmanların tedarik zincirini etkileyebilir. Ayrıca döviz kurlarındaki oynaklık, ithal girdi maliyetlerini artırarak marjları baskılayabilir. GES firmalarının döviz bazlı borçluluğu olanlarının bu süreçte daha fazla dikkatli hareket etmeleri gerekecek.
Savaşın Gölgesinde Yeni Bir Enerji Denklemine Doğru
İran-İsrail savaşı, enerji piyasalarında yeni bir dönemi başlatmış olabilir. Petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükseliş, enerji bağımsızlığı tartışmalarını yeniden alevlendirirken; yenilenebilir enerji yatırımları stratejik bir boyut kazanıyor. Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ülkeler için bu süreç, yerli kaynaklara dönüşü hızlandırabilir.
Borsa İstanbul’da işlem gören enerji şirketleri, bu dönüşümün öncüleri olabilir. Özellikle GES hisseleri, kısa vadede volatilite yaşasa da orta ve uzun vadede stratejik yatırımlar ve yeşil dönüşüm rüzgarıyla yeniden yükseliş trendine girebilir. Ancak yatırımcıların hem fırsatları hem de riskleri dikkatle analiz etmesi gereken karmaşık bir süreçle karşı karşıya olduğumuzu unutmamak gerekiyor.