İstanbul Planlama Ajansı raporu, kentteki beyaz yakalıların ekonomik zorluklarını gözler önüne serdi
İstanbul Planlama Ajansı (İPA), “Beklentiler ve Gerçekler Arasında İstanbul’da Beyaz Yakalılar” başlıklı son raporunu yayımladı. Çalışma, İstanbul’da yaşayan beyaz yakalı çalışanların 2011–2023 dönemindeki ekonomik durumlarını kapsamlı biçimde analiz ediyor.
Rapor, beyaz yakalıların gelirlerinin artış hızının diğer toplumsal grupların gerisinde kaldığını, buna rağmen İstanbul’un en çok harcama yapan kesimlerinden biri olmaya devam ettiklerini ortaya koyuyor.
Gelir artışı diğer grupların gerisinde kaldı
2011–2023 döneminde İstanbul’da nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanların gelirleri %1600’ün üzerinde artış gösterirken, beyaz yakalı çalışanlarda bu oran %1058’de kaldı. Bu fark, son yıllarda hızla yükselen enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında beyaz yakalıların alım gücünü ciddi ölçüde zayıflattı.
Tüketim var, refah yok: Birikim yapamayanların oranı %43
Beyaz yakalılar halen İstanbul’da en yüksek harcama yapan ikinci toplumsal grup konumunda. Ancak bu tüketim düzeyi, aynı ölçüde bir refah düzeyi anlamına gelmiyor.
Rapora göre:
- Katılımcıların %43,2’si hiç birikim yapamadığını,
- %23,5’i ise ancak harcamalarını kısarak ay sonunu getirebildiğini belirtiyor.
- Daha çarpıcısı, %9,9’u bazı temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını ifade ediyor.
Bu tablo, beyaz yakalı çalışanların ciddi bir finansal baskı altında yaşadığını açıkça gösteriyor.
Konut artık hayal: İstanbul’da ev sahibi olmak neredeyse imkânsız
Raporda öne çıkan bir diğer başlık da konut edinme sorunu. Artan konut fiyatları ve kredi faizleri nedeniyle İstanbul’da ev sahibi olmak beyaz yakalılar için neredeyse erişilemez hale gelmiş durumda. Hatta İstanbul dışında bir şehirden konut alma fikri bile günümüz koşullarında çoğu kişi için gerçekçi bir seçenek olmaktan uzak.
Yurt dışına göç eğilimi hızla yayılıyor
Ekonomik zorlukların yanı sıra uzun mesai saatleri, iş-yaşam dengesi sorunları ve yüksek vergi yükü de İstanbul’daki beyaz yakalıları zorlayan başlıca etkenler arasında.
Bu sorunların kalıcı hale geldiğine dair yaygın bir kanaat oluşmuş durumda. Nitekim raporda, yurt dışında yaşama ve çalışma isteğinin ciddi şekilde arttığı da vurgulanıyor.
İstanbul neden beyaz yakalıyı tutamıyor?
Bu tablo, İstanbul’un yüksek yaşam maliyetine rağmen yeterince güçlü sosyal destek ve kamu hizmetleri sunamamasının doğrudan bir sonucu. Nitelikli iş gücünü elinde tutmak isteyen şehirlerin, sadece maaş artışlarına değil, aynı zamanda konut, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi alanlarda yaşam kalitesini artıracak politikalara da odaklanması gerekiyor. Aksi halde beyin göçü hızlanmaya, İstanbul’un “beyaz yakalı başkenti” kimliği ise giderek erozyona uğramaya devam edecek.










