Yoğun Veri Akışı Yatırımcıların Radarında
10–14 Kasım 2025 haftası, hem yurt içinde hem de küresel piyasalarda oldukça yoğun bir veri gündeminin takip edileceği kritik bir dönem olacak. Makroekonomik görünümün seyrini etkileyebilecek nitelikteki veriler, özellikle enflasyon beklentileri, büyüme dinamikleri ve para politikası yönlendirmeleri açısından yakından izlenecek. Küresel piyasalarda ABD enflasyon verileri haftanın ana teması olurken, Asya ve Avrupa’dan gelecek üretim, cari denge ve büyüme göstergeleri risk iştahı üzerinde belirleyici olabilir.
Yurt içinde hafta boyunca açıklanacak sanayi üretimi, perakende satış hacmi, cari işlemler dengesi, konut satışları, Piyasa Katılımcıları Anketi, inşaat üretim endeksi ve ücretli çalışan sayısı göstergeleri, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrek sonrası görünümüne ışık tutacak. Sanayi üretimindeki performans, büyüme temposuna ilişkin önemli bir sinyal niteliği taşırken, cari işlemler verisi dış dengedeki seyrin sürdürülebilirliği açısından yakından takip edilecek. Perakende satışlardaki eğilim ise iç talepteki normalleşme ya da güçlenme sinyallerini ortaya koyabilir.
Küresel cephede yatırımcıların ana odağı ABD olacak. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), üretici fiyatları (ÜFE), perakende satışlar ve haftalık işsizlik başvuruları verileri, ABD ekonomisinin enflasyon ve talep tarafındaki görünümünü netleştirmesi açısından kritik önem taşıyor. Özellikle TÜFE ve ÜFE sonuçları, Fed’in gelecek dönem faiz politikalarına yönelik beklentilerin şekillenmesinde belirleyici rol oynayabilir. Bunun yanında DoE petrol stokları ve Hazine bütçe dengesi verileri, enerji fiyatlamaları ve mali görünüm açısından yakından izlenecek.
Asya tarafında Çin’den gelecek sanayi üretimi, perakende satışlar ve işsizlik oranı verileri, dünyanın ikinci büyük ekonomisine ilişkin toparlanma işaretlerini değerlendirmek açısından önem kazanıyor. Jeopolitik ve ticari belirsizliklerin global büyüme üzerindeki etkileri sürerken, Çin’den gelecek her veri risk iştahında dalgalanmalara yol açabilir. Japonya cephesinde cari işlemler dengesi ve üretici fiyat endeksi ön planda olacak. Ayrıca Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) pazartesi günü açıklayacağı “Fikir Özeti” raporu, olası politika değişikliklerine dair ipuçları barındırabileceği için piyasaların yakın takibinde olacak.
Avrupa tarafında Almanya’dan açıklanacak ZEW ekonomik beklenti endeksi, tüketici fiyat endeksi, cari denge ve tarım ÜFE verileri, bölgenin lokomotif ekonomisinin yönüne dair önemli bilgiler sunabilir. ZEW verisi özellikle yatırımcı ve analistlerin beklenti eğilimlerini göstermesi bakımından piyasalar üzerinde etkili olabiliyor. İngiltere’de işsizlik, GSYH ve dış ticaret verileri, Brexit sonrası ekonomik dinamiklerdeki kırılganlıkları değerlendirmek açısından önemli olacak. Euro Bölgesi’nden gelecek sanayi üretimi, dış ticaret dengesi ve GSYH verileri ise bölgenin büyüme ivmesini anlamaya yardımcı olacak.
Bu yoğun veri akışı, küresel piyasalarda volatilitenin artmasına neden olabilir. Özellikle ABD enflasyon verilerinin tahminlerden sapması hâlinde tahvil faizleri, dolar endeksi ve gelişmekte olan ülke para birimlerinde sert hareketler görülebilir. Yurt içinde ise verilerin genel ekonomik aktiviteye ışık tutması ve özellikle yıl sonu politika adımlarına yönelik beklentilerde belirleyici olması bekleniyor.
Genel olarak bu hafta, yatırımcıların hem yerel hem küresel makro göstergeleri dikkatle izlemesi gereken, fiyatlamaların hızlı değişebileceği bir dönem olacak. Ekonomik takvim tarafında bu kadar yoğun bir haftada, veri farklılaşmaları ve sürprizler piyasalarda yönü belirleyebilir.









