Göçmen İşçiler ve Çalışma Hakları: Adil Bir Sistem Mümkün mü?

Dünya ekonomisi, göçmen işçilerin emeği üzerinde yükseliyor. Tarımda, inşaatta, sağlıkta veya hizmet ünde çalışan bu insanlar, gelişmiş ülkelerin refahını sırtlayan görünmez bir güç. Ancak, katkılarıyla tezat oluşturan bir gerçek var: Çoğu, adil ücret, güvenli çalışma koşulları ve temel insan haklarından yoksun. Peki, bu paradoksu kırmak ve adil bir sistem inşa etmek mümkün mü?

Mevcut Zorluklar: Eşitsizliğin Katmanları
Göçmen işçiler, çalıştıkları ülkelerde çoklu krizlerle karşılaşıyor:

  • Sömürü ve Ücret Hırsızlığı: Birleşmiş Milletler’e göre, 169 milyon göçmen işçinin %70’i kayıt dışı sektörlerde çalışıyor. Örneğin, ‘daki inşaat işçileri, asgari ücretin altında çalıştırılıyor ve ücretleri keyfi olarak kesiliyor.
  • Yasal Kırılganlık: “Kafala Sistemi” (Bahreyn, Suudi Arabistan) gibi uygulamalar, işçilerin vize bağımlılığını suistimal ederek modern köleliğe zemin hazırlıyor. Pasaportlarına el konulan işçiler, şikâyet hakkından mahrum.
  • ve Güvenlik: ‘deki işçileri, pestisitlere maruz kalıyor; Malezya’daki tekstil atölyelerinde yangın çıkışları kilitli.

Sistemik Engeller: Yasalar ve İdeolojiler
Sorun, bireysel ihlallerden ziyade yapısal:

  • Göçmen Karşıtlığı ve İşgücü Politikaları: ABD ve Avrupa’da yükselen aşırı sağ, göçmenleri “iş hırsızı” olarak damgalıyor. Oysa verileri, göçmenlerin yerel ekonomilere net katkı yaptığını gösteriyor.
  • Şirketlerin Sessizliği: Çok uluslu şirketler, tedarik zincirlerinde göçmen emeğini sömürürken, “sosyal sorumluluk” projeleriyle imaj temizliyor.
  • Uluslararası Hukuk Eksikliği: BM’nin 1990’da kabul ettiği Göçmen İşçiler Hakları Sözleşmesi‘ni, ABD, Almanya ve Körfez ülkeleri gibi ana ülkeler hâlâ onaylamadı.

Umut Işıkları: Adaletin Mümkün Olduğunu Gösteren Örnekler
Bazı ülkeler, reformlarla adım atıyor:

  • Birleşik Arap Emirlikleri (BAE): 2021’de kafala sistemini kaldırarak, işçilere iş değiştirme hakkı tanıdı. Ücret ödemeyen işverenlere ağır cezalar getirildi.
  • Kanada: Mevsimlik Tarım İşçileri Programı’nda, sağlık sigortası ve sendikalaşma hakkı sunuluyor.
  • Sendikaların Rolü: Filipinli ve Bangladeşli işçiler, Güney Kore’de “Göçmen Sendikaları” aracılığıyla grev hakkını kullanıyor.

Çözüm Yolları: Küresel İş Birliği ve Yerel Aktivizm
Adil bir sistem için:

  1. Vize Bağımlılığını Sonlandırmak: Çalışma izinlerini işverenle değil, devletle ilişkilendiren modeller (İsveç’teki “İş Puanı Sistemi”).
  2. Şeffaf Denetim Mekanizmaları: Dijital sözleşme platformları ve bağımsız müfettişler aracılığıyla ücret ve koşulların izlenmesi.
  3. Küresel Anlaşmaları: ILO öncülüğünde, sektörel bazda asgari standartlar belirlenmesi.
  4. Toplumsal Bilinç: Medya ve yoluyla göçmen emeğinin değerinin vurgulanması; “misafir işçi” yerine “hak sahibi birey” anlatısı.

Sonuç: İnsan Onuru Ekonomik Çıkarların Üzerinde
Adil bir sistem, siyasi irade ve kolektif mücadeleyle mümkün. Göçmen işçiler, “ucuz işgücü” değil, hakları olan insanlar. Onların özgürleşmesi, tüm toplumların özgürleşmesinin bir parçası. Unutmayalım: Hiçbir , insanlık dışı koşullarda filizlenemez.