Borsa İstanbul, haftanın ortasında bir kez daha belirsizliklerin ve temkinli adımların hâkim olduğu bir seansı geride bıraktı. BIST 100 endeksi, günü %0,16 oranında sınırlı bir kayıpla 10.467 puanda tamamlarken, işlem hacmi 120,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Gün içinde 10.408 puana kadar geri çekilen endeks, gelen sınırlı alımlarla toparlanma çabası gösterse de satıcılı hava baskın çıktı. Bu görünüm, yatırımcıların yeni yön arayışında olduğunu ve kısa vadede güçlü bir trend oluşumundan uzak bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu.
Sektörel bazda bakıldığında, sigorta hisseleri %4,5’lik yükselişle dikkatleri üzerine çekerken, madencilik sektörü %3,6’lık düşüşle günün en zayıf halkası oldu. Bankacılık endeksi ise %0,85 oranında değer kazanarak endeks üzerindeki kayıpları bir nebze sınırladı. Özellikle son dönemde sigorta şirketlerinin artan prim üretimi, güçlü bilanço yapısı ve yüksek faiz ortamından görece olumlu etkilenmesi yatırımcı ilgisini bu alana yöneltiyor. Buna karşılık, küresel emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar ve Çin ekonomisine yönelik belirsizlikler madencilik hisselerini baskı altında tutmaya devam ediyor.
Piyasa cephesinde gözler artık tamamen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yarın açıklayacağı Para Politikası Kurulu (PPK) kararına çevrilmiş durumda. Eylül ayında açıklanan yüksek enflasyon verisi, faiz indirim beklentilerinde belirgin bir zayıflama yarattı. Yine de piyasada 100 ila 150 baz puanlık indirim olasılığı masada kalmaya devam ediyor. Ancak beklentilerin oldukça geniş bir aralıkta seyretmesi –150 baz puanlık indirime kadar uzanan veya tamamen “pas geçme” olasılığını içeren bir tablo– piyasa oyuncularının da net bir pozisyon almakta zorlandığını gösteriyor. Bu da son günlerde borsada görülen dalgalı seyrin temel nedenlerinden biri.
Tahvil piyasasında ise hafif bir faiz artışı gözlemlendi. Gösterge tahvil faizi %40,6’ya, 10 yıllık tahvil getirisi ise %32,5 seviyesine yükseldi. Bu hareket, piyasanın kısa vadede faiz indirimi beklentisine temkinli yaklaştığını ve Merkez Bankası kararının sadece politika faizine değil, aynı zamanda geleceğe yönelik yönlendirmelere de bağlı olarak şekilleneceğini ortaya koyuyor.
Günün öne çıkan siyasi gelişmesi ise Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin iddianamenin kabul edilmesi oldu. Haberin ardından piyasalarda kısa süreli bir dalgalanma gözlendi. Her ne kadar iddianamede ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın adının geçmediği belirtilse de, bu gelişme siyasi belirsizlikleri yeniden gündeme taşıdı. Türkiye’de siyasi gündem her zaman finansal piyasalar için risk primi belirleyicisi olmaya devam ediyor. Özellikle yaklaşan yerel seçim süreci, yatırımcıların fiyatlamalarında temkinli kalmasına neden oluyor.
Küresel cephede ise ABD’de devam eden şirket bilançoları sezonu ve İngiltere’nin açıklayacağı TÜFE verisi yatırımcıların odağında. Özellikle ABD’de dev teknoloji şirketlerinin finansal sonuçları, küresel risk iştahını doğrudan etkileyebilir. İngiltere’de enflasyonun seyri ise Avrupa piyasalarının yönü açısından belirleyici olacak.
Tüm bu gelişmeler ışığında Borsa İstanbul’da yön arayışı devam ederken, kısa vadeli işlemlerde oynaklığın yüksek kalması bekleniyor. Yatırımcıların Merkez Bankası kararına kadar temkinli pozisyonlarını koruması olası. Kararın ardından ise piyasa, faiz patikasına ve para politikasına ilişkin sinyalleri dikkatle analiz edecek.
Sonuç olarak, piyasalarda şu günlerde rüzgârın yönü Merkez Bankası’nın söyleminde gizli. Küresel ve yerel belirsizliklerin gölgesinde yatırımcılar, yalnızca faiz kararını değil, aynı zamanda Merkez Bankası’nın “geleceğe dair dili”ni okumaya çalışacak. Türkiye ekonomisinin iç dinamikleri, enflasyon görünümü ve küresel risk iştahı birlikte değerlendirildiğinde, önümüzdeki günlerin yine hareketli geçeceği aşikâr.










