Giriş: Modern Sosyo-Ekonomik Üçlü Çıkmaz
Gelir eşitsizliği, eğitimde adaletsizlik ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki, 21. yüzyılın en kritik sorunlarından biri. COVID-19 pandemisiyle derinleşen bu üçlü kriz, toplumların sürdürülebilir kalkınma hedeflerini tehdit ediyor. Peki, bu sorunlar birbirini nasıl besliyor ve çözüm için nereden başlamalıyız?
1. Gelir Eşitsizliği: Büyümenin Görünmez Duvarı
Dünya Bankası verilerine göre, küresel gelir eşitsizliği (Gini katsayısı) son 20 yılda %5-10 arttı. En zengin %1’lik kesim, küresel servetin %38’ini kontrol ederken, en alttaki %50’nin payı sadece %2. Bu uçurum, ekonomik büyümeyi nasıl etkiliyor?
- Negatif Etki Mekanizması: Düşük gelirli kesim, eğitim ve sağlığa yatırım yapamadığında beşeri sermaye zayıflıyor. OECD, gelir eşitsizliğindeki %1’lik artışın, uzun vadeli büyümeyi %0,6-1,1 azalttığını hesaplıyor.
- İstisnai Argümanlar: Bazıları, eşitsizliğin “rekabeti teşvik ettiğini” savunuyor. Ancak, Joseph Stiglitz’in de vurguladığı gibi, aşırı eşitsizlik tüketimi ve yenilikçiliği baskılayarak “verimsiz bir döngü” yaratıyor.
2. Eğitimde Fırsat Eşitsizliği: Kısır Döngünün Zinciri
UNESCO’ya göre, düşük gelirli ülkelerde 258 milyon çocuk okula gidemiyor. Ancak sorun sadece “erişim” değil: ABD‘de, beyaz öğrencilerle siyahi öğrenciler arasındaki başarı farkı, 40 yıldır kapanmadı.
- Sistemik Sorunlar: Yetersiz okul finansmanı, kaliteli öğretmen eksikliği ve erken çocukluk eğitimine erişim, sosyo-ekonomik statüyü belirliyor. James Heckman’ın araştırmaları, okul öncesi eğitimin her 1 dolarlık yatırımının ekonomiye 7-10 dolar getiri sağladığını gösteriyor.
- Ekonomiye Etkisi: Dünya Bankası, eğitimdeki 1 yıllık artışın kişisel kazancı %10, ülke büyümesini ise yıllık %0,37 artırdığını belirtiyor.
3. Ekonomik Büyüme: Çözüm mü, Sonuç mu?
Güney Kore ve Finlandiya örnekleri, eğitim odaklı politikaların büyümeyi nasıl tetiklediğini kanıtlıyor. Ancak büyüme, otomatik olarak eşitliği sağlamıyor: ABD’de 1980’den beri ekonomik büyümenin %70’i en zengin %10’a gitti.
- Kapsayıcı Büyüme Modeli: İskandinav ülkeleri, yüksek vergi ve sosyal harcama dengesiyle hem eşitliği hem de büyümeyi başardı. Norveç’in kişi başı geliri 82.000 dolar, Gini katsayısı ise 0,25 (ABD: 0,39).
- Teknoloji ve İstihdam Paradoksu: Otomasyon, düşük vasıflı işleri azaltırken, nitelikli eğitimli kesime talebi artırıyor. Bu da eşitsizliği derinleştiriyor.
4. Çözüm Önerileri: Entegre Politikalar Şart
- Erken Çocukluk Eğitimi: Heckman’ın dediği gibi, “En yüksek getirili yatırım, en erken yaştakilere.” Brezilya’nın Bolsa Família programı, şartlı nakit transferiyle okullaşmayı %15 artırdı.
- Vergi Reformu: Thomas Piketty’nin önerdiği küresel servet vergisi ve kurumlar vergisi reformu, kamu eğitim bütçesini destekleyebilir.
- Teknoloji Erişimi: Hindistan‘ın Digital India projesi gibi girişimler, kırsal kesimdeki çocuklara çevrimiçi eğitim sağlıyor.
Sonuç: Sosyal Adalet, Ekonomik Zorunluluktur
Gelir eşitsizliği ve eğitimde fırsat eşitsizliği, ekonomik büyümenin önündeki engeller değil, aynı madalyonun iki yüzü. Pandemi sonrası dünyada, kapsayıcı politikalar olmadan ne sürdürülebilir büyüme ne de toplumsal istikrar mümkün. Unutmayalım: Bir toplumun gerçek zenginliği, insan sermayesindedir.
Çağrı: Hükümetler, özel sektör ve sivil toplum, veriye dayalı politikaları acilen hayata geçirmeli. Çünkü bugünün çocuklarına yatırım, yarının ekonomisini inşa edecek.