Savunma sanayiinde donanım, sistem ve yazılım alanlarında 2006 yılından bu yana yenilikçi çözümler sunan Forte Bilgi ve İletişim Teknolojileri (FORTE), sektörde önemli bir dönüşüme öncülük edecek stratejik bir adım atıyor.
Şirket, 2024 yılının ilk çeyreğinde, savunma sanayiinde kritik projelere imza atan MILSOFT’un yüzde 100 hissesini satın almak üzere görüşmelere resmen başladı. Bu süreç, MILSOFT’un tek pay sahibi olan T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (SSB) yüzde 100 iştiraki SSTEK Savunma Sanayi Teknolojileri A.Ş. (SSTEK) ile yürütülüyor.
Savunma Sanayiinde Güç Birliği
Savunma sanayiinde uzun yıllara dayanan tecrübeye sahip olan Forte Teknoloji ve MILSOFT, teknik kapasitelerini ve bilgi birikimlerini birleştirerek 2025 itibarıyla sektöre yeni nesil çözümler sunmayı hedefliyor. Bu iş birliği, yerli ve milli imkanlarla geliştirilen savunma sistemlerinin daha etkin hale getirilmesini ve sektörde yeni standartların belirlenmesini sağlayacak.
Yenilikçi yazılım ve sistem çözümleriyle güvenilir bir marka haline gelen Forte Teknoloji, bu stratejik hamleyle savunma sanayiindeki etki alanını daha da genişletmeyi amaçlıyor.
MILSOFT’un Savunma Sanayiindeki Yeri
1998 yılında kurulan MILSOFT, savunma sanayiinde Komuta Kontrol, Muhabere, Bilgisayar ve İstihbarat (C4I) Teknolojileri, ISR (İstihbarat, Gözlem, Keşif) ve Görüntü Kıymetlendirme Sistemleri, Taktik Veri Link Sistemleri, Gömülü Sistemler, Savaş Yönetim Sistemi, Elektronik Harp, Bilgi Teknolojileri, Siber Güvenlik, Eğitim ve Simülasyon gibi alanlarda özgün ve ileri teknoloji çözümleri geliştiriyor. Türkiye’nin CMMI Seviye-5 sertifikasına sahip ilk ve tek yerli şirketi olan MILSOFT, bu sertifikayla dünya çapında yazılım süreçlerinde en yüksek seviyede yetkinliğe sahip olduğunu kanıtlamış durumda.
Savunma Sanayiinde Geleceğe Yön Veren Adım
Forte Teknoloji ve MILSOFT arasında yürütülen satın alma görüşmelerinin ilerleyen süreçte detaylandırılması ve sektöre yön verecek yeni projelerin hayata geçirilmesi planlanıyor. Bu ortaklık, Türkiye’nin savunma sanayiinde teknoloji bağımsızlığına önemli bir katkı sunarken, uluslararası alanda da rekabet gücünü artırmaya yönelik stratejik bir adım olacak.
