Fed Tutanakları Yayımladı: Belirsizliğin Gölgesinde Olası Bir Faiz İndirimi

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) son toplantısına ait tutanaklar, küresel piyasalarda büyük merakla bekleniyordu. Yayımlanan tutanaklar, hem yatırımcıların hem de politika yapıcıların geleceğe dair beklentilerini şekillendirecek önemli ipuçları sundu. Buna göre, Fed yetkililerinin çoğu bu yıl politika faizinin düşürülmesinin uygun olacağını değerlendirirken, bazı üyeler ise enflasyon risklerine dikkat çekerek faiz indirimi konusunda temkinli durmaya devam etti.

Fed’in 17-18 Haziran tarihlerinde yaptığı Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tutma kararı zaten geniş çevrelerce beklenen bir hamleydi. Ancak asıl merak edilen, bundan sonrası için yol haritasının ne olacağıydı. Tutanaklarda, ABD ekonomisinin ticaret, maliye, göç ve düzenleyici politikalar gibi alanlarda artan belirsizliklerle karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi. Bunun yanı sıra reel gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyümesi ve istihdam tahminleri etrafındaki risklerin halen aşağı yönlü olduğunun altı çizildi. İlginç bir şekilde, olası bir resesyon riskinin daha önceki dönemlere kıyasla daha az görüldüğü vurgulandı. Bu da Fed’in “yumuşak iniş” hedefinden çok da uzaklaşmadığını gösteriyor.

Tutanaklarda özellikle tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisine dair dikkat çekici değerlendirmeler yer aldı. Fed yetkilileri, artan tarifelerin fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabileceğini, ancak bunun nihai mal fiyatlarına tam olarak yansımasının zaman alabileceğini ifade etti. Çoğu yetkilinin ise bu baskının geçici veya mütevazı kalacağı görüşünde olduğu belirtildi. Ayrıca orta ve uzun vadeli enflasyon beklentilerinin hâlâ iyi çıpalanmış olduğuna yönelik genel bir kanaat dikkat çekti.

Belki de tutanakların en kritik kısmı, faiz indirimi beklentilerindeki bölünmeyi net şekilde ortaya koymasıydı. Çoğu yetkili, ekonomik faaliyet ve iş gücü piyasasında bir miktar zayıflamanın yaşanması durumunda bu yıl içinde federal fon oranında indirimin muhtemelen uygun olacağını düşünüyor. Bununla birlikte birkaç yetkili, verilerin beklentileri doğrultusunda gelişmesi halinde önümüzdeki toplantıda faiz indirimini değerlendirmeye açık olduklarını ifade etti. Ancak bazı üyeler enflasyona yönelik yukarı yönlü riskleri ve ekonominin dirençli kalacağına dair beklentileri gerekçe göstererek, bu yıl herhangi bir faiz indiriminin uygun olmayacağı görüşünde birleşti. Hatta tutanaklarda bazı yetkililerin, mevcut faiz oranının Fed’in uzun dönemli nötr seviyesinin çok üzerinde olmayabileceği yorumunda bulunduğu da kayda geçti. Bu ifadeler, aslında Fed’in faiz silahını öyle kolay kolay kullanmayacağının da bir göstergesi.

Önümüzde kritik bir tarih daha var: Fed’in 29-30 Temmuz’da yapılacak bir sonraki toplantısı. Bu toplantıda kararın yanı sıra, Fed üyelerinin güncellenmiş makroekonomik tahminleri ve dot plot olarak bilinen faiz projeksiyonları da piyasalar için yol gösterici olacak. Kuşkusuz tüm gözler, özellikle enflasyonun gidişatı ve istihdam verileri üzerinde olmaya devam edecek. Çünkü Fed’in bugüne kadar verdiği en net mesajlardan biri, kararlarını “veriye bağımlı” olarak almaya devam edeceği yönünde.

Küresel ekonomi kırılgan bir dengede ilerlerken, Fed’in adımları yalnızca ABD’yi değil, gelişmekte olan piyasalardan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyayı doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla, bu faiz indirimi tartışmaları sadece Amerikan tüketicisi ve yatırımcısı için değil, tüm dünya için kritik önem taşıyor. Fed yetkilileri kendi aralarında ne kadar fikir ayrılığı yaşasa da, ortak noktaları makroekonomik istikrarı korumak. Bunun yolu da, hem enflasyonu dizginlemek hem de büyümenin keskin biçimde yavaşlamasının önüne geçmekten geçiyor.

Sonuç olarak Fed’in yayımladığı bu tutanaklar, temkinli bir iyimserlik ile tedbirli bir temkini aynı anda barındırıyor. Faiz indirimi ufukta görünse bile, bunun zamana ve verilere bağlı olacağı artık daha net. O yüzden önümüzdeki aylarda açıklanacak her veri, yalnızca ekonominin sağlığı açısından değil, Fed’in faiz patikasının da belirleyicisi olması bakımından yakından takip edilecek. Beklenen faiz indirimi belki bir sonraki toplantıda, belki de yılın sonuna doğru gelir. Ancak şu bir gerçek ki; piyasa oyuncuları, iş dünyası ve hanehalkı için belirsizlik bir süre daha gündemden düşmeyecek.