Fed’in bu ayki toplantısında faiz oranlarını sabit tutması bekleniyor.
Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (Fed), 19 Haziran Çarşamba günü gerçekleştireceği Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında politika faizini sabit tutması bekleniyor. Ancak Başkan Donald Trump’ın yeniden seçilmesinin ardından uygulamaya koyduğu sert gümrük tarifeleri, bu toplantıya yeni bir siyasi ve ekonomik boyut kazandırmış durumda.
Trump’ın Dönüşü ve Yeni Ticaret Politikaları
Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle birlikte, özellikle Çin ve bazı diğer ticaret ortaklarına yönelik sert tarifeler hızla devreye alındı. Bu adımlar, ithalat maliyetlerini artırarak iç piyasada fiyat baskısı yaratmaya başladı. Fed yetkilileri, bu gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkisini dikkatle izliyor.
Yeni tarifeler, yalnızca fiyatları yukarı çekmekle kalmıyor; aynı zamanda ekonomik büyüme üzerinde de aşağı yönlü baskı oluşturabilir. Bu da Fed’in hem fiyat istikrarı hem de istihdamı korumayı amaçlayan ikili hedefini zorlaştırıyor.
Fed “Bekle-Gör” Politikasıyla Devam Ediyor
Fed’in bu toplantıda faizleri sabit tutması, yeni dönemde de “bekle-gör” yaklaşımına sadık kalacağını gösteriyor. Piyasalar da bu yönde pozisyon almış durumda. CME Group’un FedWatch aracına göre, yatırımcılar haziran ayında faiz indirimi olasılığını yalnızca %3 olarak fiyatlıyor.
Bu durum, merkez bankasının öncelikle Trump’ın ekonomi politikalarının reel etkilerini görmek istediğine işaret ediyor.
Trump’tan Fed’e Yeniden Sert Eleştiriler
Trump, önceki döneminde olduğu gibi, faiz oranlarının yüksek tutulmasından memnun değil. Yeniden başkan seçilmesinin ardından Fed Başkanı Jerome Powell’ı hedef almayı sürdürüyor ve merkez bankasını, büyümeyi engellemekle suçluyor. Trump, faiz oranlarının hızlı bir şekilde düşürülmesini talep ederken, Fed’in bağımsız yapısı bu çağrılara kulak tıkamayı sürdürüyor.
Ancak bu durum, Fed ile Beyaz Saray arasında yeniden sert bir gerilim yaşanmasına neden olabilir. Özellikle seçim yılı sonrası ekonomi üzerindeki politik baskının daha da artması bekleniyor.
Enflasyon ve İstihdam Dengesi Fed’in Gündeminde
Trump’ın tarifeleriyle birlikte yeniden alevlenme ihtimali taşıyan enflasyon, Fed’in faizleri yüksek tutma kararını güçlendiriyor. Öte yandan, tarifelerin büyüme ve istihdam üzerindeki olası olumsuz etkileri de Fed’i dikkatli olmaya zorluyor.
Bu ikili baskı ortamında merkez bankası, faiz indirimi gibi adımlar atmak için daha fazla veri ve zaman kazanmayı tercih ediyor.
Ekonomistler, mevcut iş gücü piyasasının güçlü seyrini ve fiyat baskılarının sınırlı kalmasını, Fed’in elini rahatlatan unsurlar olarak değerlendiriyor. JPMorgan Chase ABD Başekonomisti Michael Feroli’nin sözleri de bu tabloyu özetliyor:
“FOMC üyelerinden hiçbirinin şu an politika değişikliği yönünde bir eğilimi yok. Bu nedenle faizleri sabit tutmak oldukça kolay bir karar olacak.”
Pandemi Döneminden Bugüne: Faizlerde Dönüşüm
Fed, pandemi döneminde ekonomiyi desteklemek amacıyla politika faizini neredeyse sıfıra çekmişti. Ancak 2022’de hızla yükselen enflasyon karşısında, faiz oranlarını agresif şekilde artırarak yirmi yılın zirvesine taşıdı.
2023 sonlarında başlayan enflasyondaki yavaşlama, Fed’in faiz indirimine alan açabileceği beklentisini doğurmuştu. Ancak Trump’ın yeniden seçilmesinin ardından oluşan siyasi ve ekonomik belirsizlikler, bu süreci geçici olarak durdurdu.
Ekonomik ve Siyasi Dengede İnce Ayar
Fed’in bu ayki toplantısında faiz oranlarını sabit tutması bekleniyor. Ancak karar yalnızca bugünün ekonomik verilerine değil, aynı zamanda Başkan Trump’ın yeniden şekillendirdiği dış ticaret politikalarının etkilerine de bağlı.
Trump’ın uygulamaya koyduğu tarifeler, enflasyonla mücadeleyi zorlaştırabilir. Bu nedenle Fed, politikalarını değiştirmeden önce verilerin netleşmesini beklemeyi tercih ediyor.
Önümüzdeki dönemde, Fed’in para politikası kararlarında yalnızca ekonomik göstergeler değil, aynı zamanda Beyaz Saray’dan gelen baskılar ve ticaret politikalarının etkileri de belirleyici olacak.