Küresel Piyasaların Final Sahnesi: Fed’in Aralık Kararı ve 2026 Sinyalleri
2025 yılının ekonomi takviminde, küresel piyasaların nabzı Washington’da atıyor. Yatırımcılardan diğer ülke merkez bankası guvernörlerine kadar herkesin ajandasında tek bir tarih kırmızı kalemle işaretlenmiş durumda: 10 Aralık. Yılın bu son Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı, sadece basit bir faiz kararı olmanın çok ötesinde, küresel likiditenin yeni yılda nasıl akacağını belirleyecek bir pusula niteliği taşıyor. Son iki toplantıda stratejik bir manevrayla faiz indirim döngüsünü başlatan Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed), yılın finalini nasıl yapacağı, 2026’nın ekonomik iklimini anlamak adına hayati önem taşıyor.
Veriler, piyasa beklentilerinin hangi yöne evrildiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. 29 Kasım Cumartesi itibarıyla vadeli işlem piyasalarındaki fiyatlamalar, yatırımcıların yüzde 83,2 gibi ezici bir çoğunluğunun Fed’den 25 baz puanlık bir indirim daha beklediğini gösteriyor. Buna karşılık yüzde 16,8’lik bir kesim ise bankanın “bekle-gör” moduna geçerek faizleri sabit tutabileceği ihtimalini masada tutuyor. Ancak genel konsensüs, Fed’in frene basmak yerine ayağını gazdan yavaşça çekerek ekonomiyi soğutmadan enflasyonu dizginleme, yani meşhur “yumuşak iniş” senaryosunu sürdürme niyetinde olduğu yönünde. 9-10 Aralık tarihlerinde yapılacak toplantıdan çıkacak karar, Türkiye saati ile 10 Aralık 22.00’de açıklandığında, bu beklentilerin ne kadarının gerçekleştiğini göreceğiz.
Bu toplantıyı kritik kılan bir diğer unsur ise Başkan Jerome Powell’ın vereceği mesajlar olacak. Piyasa şu an “indirimi” büyük oranda fiyatlamış durumda; asıl merak edilen, Powell’ın 2026 yılına dair çizeceği yol haritası. Üst üste üçüncü kez faiz indirimine gidilmesi, doların küresel piyasalardaki baskısını hafifleterek gelişmekte olan piyasalara yönelik risk iştahını artırabilir. Bu durum, Türkiye gibi dış finansman ihtiyacı olan ekonomiler için de bir fırsat penceresi aralayabilir. Fed’in gevşeme adımları, diğer merkez bankalarının da faiz indirim süreçlerinde ellerini rahatlatacak bir domino etkisi yaratma potansiyeline sahip.
Sonuç olarak, finans dünyası nefesini tutmuş durumda ve gözler Washington’dan gelecek haberde. Fed’in atacağı bu adım, doların küresel değerinden altın ve petrol fiyatlarına, borsalardan tahvil faizlerine kadar geniş bir yelpazeyi doğrudan etkileyecek güce sahip. 2025’i kapatırken verilecek karar, aslında 2026’nın ilk çeyreğindeki yatırım stratejilerinin anahtarını teslim edecek. Yatırımcılar için 10 Aralık gecesi uzun, piyasalar için ise bir o kadar hareketli geçmeye aday görünüyor.










