Bugün piyasalarda gözler, başta Türkiye olmak üzere kritik veri takvimine çevrilmiş durumda. Yurt içinde Haziran ayı enflasyon verisi açıklanacak. Mayıs ayında yıllık bazda %35,41’e gerileyen enflasyonun Haziran’da da düşüşünü sürdürmesi, piyasalar için en önemli katalist olarak öne çıkıyor. Beklentiler aylık bazda %1,5, yıllık bazda ise %35,22 civarında bir TÜFE artışı olacağı yönünde. Bu tablo, son dönemde sıkça konuşulan dezenflasyon sürecinin devam ettiğine işaret edebilir.
Bu enflasyon verisi sadece fiyat istikrarı açısından değil, aynı zamanda para politikası beklentileri açısından da son derece kritik. Nitekim geçtiğimiz ay, beklenti altı gelen enflasyon sonrasında yıl sonu TÜFE tahminleri %31,7’ye kadar aşağı revize edilmişti. Ekonomi yönetimi de sıkı para politikasını sürdürerek kur geçişkenliğinin baskılanmasını hedeflemişti. Ancak diğer tarafta, ortalama fonlama maliyetindeki (AOFM) düşüşler ve borç verme faizlerinin gerilemesi, piyasa tarafından dolaylı bir gevşeme sinyali olarak algılanmıştı. Haziran enflasyonunun tahminlere yakın gelmesi durumunda ise Temmuz’da 350 baz puanlık faiz indirimi beklentilerinin yeniden güçlenebileceği konuşuluyor.
Bu tablo Borsa İstanbul için doğrudan risk iştahını şekillendirebilir. Son dönemde enflasyon ve buna bağlı faiz patikasına ilişkin beklentiler endeksin yönünü belirleyen ana başlık olmaya devam etti. Dün BİST100 endeksi günü %1,08 yükselişle 10.189 puandan tamamlamıştı. Bugün enflasyonun Mayıs ayının altında bir hızda açıklanması halinde, iç talebin kontrollü soğuması ve faiz indirim beklentileri ile birlikte borsada alım iştahının daha da artabileceği tahmin ediliyor. Uzmanlar sabah saatlerinde Borsa İstanbul’un alıcılı bir açılış yapmasını bekliyor.
Makro zemini küresel gelişmelerle de destekliyor. ABD’de piyasalar bugün yarım gün açık olacak. Ancak gündem oldukça yoğun. ABD’de Tarım Dışı İstihdam, İşsizlik Maaşı Başvuruları, İşsizlik Oranı ve PMI verileri aynı gün içinde açıklanacak. Ayrıca Euro Bölgesi ve İngiltere’den PMI rakamları, ECB’nin tutanakları izlenecek. Bu tabloda küresel büyüme ve istihdam cephelerinden gelecek sinyaller, Fed’in faiz patikasına dair ipuçları verebilir.
ABD tarafında dikkat çeken diğer başlık ise Başkan Trump’ın Fed Başkanı Powell’ı doğrudan istifaya çağırması oldu. Trump aynı zamanda Vietnam ile ticaret anlaşmasına vardıklarını ve %20 gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı. Bu söylemler ABD ekonomisi için risk unsurlarını artırırken, kısa vadede dolar endeksi ve ABD tahvil piyasasında oynaklık yaratabilir.
Jeopolitik cephede de hareketlilik sürüyor. Pentagon’un İran’ın nükleer programının ABD hava saldırılarıyla 1-2 yıl geriletildiğini açıklaması, İsrail’in İran ve Suriye konusunda Rusya ile gizli temaslar yürüttüğü iddiaları ve ABD Dışişleri’nin Gazze için kontrollü bir ateşkes sinyali vermesi bölgedeki tansiyonun şimdilik daha büyük bir çatışmaya evrilmediğine işaret ediyor. Bu durum petrol fiyatlarının haftaya yukarı yönlü başlamasının ardından geri çekilmesini sağladı. Zira İran-İsrail gerilimi en başta brent petrol fiyatlarını sert şekilde yukarı taşımış, bu da global enflasyon için yeniden risk yaratmıştı.
Türkiye özelinde ise kurdaki görece istikrar ve petrol fiyatlarının düşmesi, dezenflasyon sürecinin daha sağlıklı işlemesine imkân tanıyor. Bunun yanında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yıl sonunda %20’li enflasyon rakamlarının görülebileceğine ilişkin açıklaması, piyasa beklentilerini destekledi. Öte yandan ÖTV zamları için henüz kesin kararın verilmediği, bunun bugün açıklanacak enflasyonun ardından netleşeceği ifade edildi. Bu detay da, tüketici fiyatlarına doğrudan yansıma ihtimali nedeniyle yatırımcıların radarında.
Tüm bu başlıklar bir arada değerlendirildiğinde, piyasaların risk iştahını artıran en temel unsur bugün açıklanacak Haziran TÜFE verisi olacak. Beklentilerin altına gelen bir veri, Borsa İstanbul’daki yükselişin ivmelenmesini sağlarken, olası sürpriz bir yüksek veri kısa vadede kar satışlarına zemin hazırlayabilir. Diğer yandan küresel cephede ABD istihdam verileri, Fed’e dair faiz indirim fiyatlamalarını belirleyecek. Böyle çok katmanlı bir makro tablo içinde, yatırımcıların temkinli ama fırsat kollayan bir yaklaşımı benimsediği söylenebilir.
Bu yüzden bugün hem enflasyon hem de ABD verileri sonrasında piyasalarda oluşacak fiyatlamalar, önümüzdeki haftaların yol haritası açısından belirleyici olacak. Özellikle faiz indirimi spekülasyonları ile borsadaki alım iştahı yeniden yükselebilir; ancak global taraftaki jeopolitik riskler ve Fed’in temkinli duruşu, bu rallilerin sık sık realizasyonlarla kesilmesine neden olabilir. Bu nedenle piyasa oyuncuları için temkinli iyimserlik hala en makul senaryo olarak öne çıkıyor.










