Enflasyon Beklentiyi Aştı: Ekonomi Yönetimi İçin Uyarı Sinyali

TÜİK'in açıkladığı Eylül ayı enflasyon verileri, piyasaların ve uzmanların beklentilerini geride bıraktı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Eylül ayı enflasyon verileri, piyasaların ve uzmanların beklentilerini geride bıraktı. Aylık enflasyon yüzde 3,23 ile yüzde 2,50 seviyesindeki tahminin üzerinde gerçekleşti. Bu tablo, enflasyonun kontrol altına alınmasının düşündüğümüzden daha zorlu bir süreç olacağını yeniden gösteriyor. Yıllık enflasyon ise yüzde 33,29 olarak kaydedildi ve böylece yüzde 32,50’lik beklentiyi aşmış oldu.

Detaylara bakıldığında en dikkat çekici artış eğitim grubunda yaşandı. Eylül ayında eğitim harcamaları yüzde 17,90 gibi oldukça yüksek bir oranla artarak, diğer gruplardan ciddi şekilde ayrıştı. Eğitimdeki bu yükselişin arkasında yeni eğitim-öğretim yılıyla birlikte okul giderleri, kırtasiye ürünleri, özel ders ve yurt fiyatları gibi kalemler bulunuyor. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 4,62’lik artış da enflasyon sepetinde en geniş etkiye sahip kalemlerden biri olarak dikkat çekiyor. Ulaştırmadaki yüzde 2,81’lik yükseliş, akaryakıt ve ulaşım maliyetlerindeki artışın sürdüğünü gösteriyor. Konut grubunda ise yüzde 2,56’lık artış gerçekleşti ki bu da kira fiyatlarındaki baskının devam ettiğine işaret ediyor.

Yıllık bazda bakıldığında gıda fiyatları yüzde 36,06 arttı, ulaştırmada artış yüzde 25,30 olurken, konutta yüzde 51,36 gibi çok daha yüksek bir oran kaydedildi. Konut grubundaki sert artış, hem kiracıları hem de ev sahiplerini etkileyen bir maliyet baskısını yansıtıyor. Bu üç ana grubun enflasyona katkısı toplamda yaklaşık yüzde 20 seviyesinde oldu. Özellikle gıda ve konut gibi zorunlu harcama kalemlerinin yüksek artışı, halkın günlük yaşamında enflasyonun çok daha yoğun hissedilmesine neden oluyor.

Endekste kapsanan 143 temel başlığın 113’ünde artış görülmesi, fiyat baskısının geniş tabana yayıldığını gösteriyor. Yalnızca 25 başlıkta düşüş yaşanırken, 5 başlıkta herhangi bir değişim olmadı. Bu tablo, enflasyonun belli ürünlere özgü değil, genel bir maliyet ve talep baskısından kaynaklandığını işaret ediyor.

Çekirdek enflasyon verileri de fiyat artışlarının hız kesmediğini gösteriyor. İşlenmemiş gıda, enerji, alkollü içkiler, tütün ve altın hariç TÜFE eylülde yüzde 3,34 arttı. Bu oran manşet enflasyondan daha yüksek ve fiyatların kalıcı bir şekilde yukarı yönlü olduğunu ortaya koyuyor. Yıllık bazda çekirdek enflasyon yüzde 32,86’ya ulaştı, bu da para politikasında sıkı duruşun sürmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

Üretici fiyatlarındaki eğilim de tüketici enflasyonu açısından endişe verici. Eylülde üretici fiyat endeksi yüzde 2,52 arttı, yıllık artış ise yüzde 26,59’a ulaştı. Sanayinin dört ana sektöründe artış devam ederken yalnızca elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında sınırlı bir düşüş yaşandı. Özellikle dayanıksız tüketim mallarındaki yüzde 5,07’lik artış, tüketiciye doğrudan yansıyacak yeni fiyat artışlarının habercisi.

Özetle, enflasyonun beklentileri aşması, ekonomi yönetimi açısından ciddi bir sınav. Talep tarafındaki canlılık, kur geçişkenliği, gıda ve kira fiyatlarındaki katılık, fiyat istikrarını sağlama çabalarını zorlaştırıyor. Bu noktada para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla devam etmesi gerektiği görülüyor. Fakat tek başına faiz silahı yeterli olmayabilir. Tarımda arzı artıracak yapısal önlemler, kiraları dengeleyecek sosyal politikalar ve eğitim gibi kalemlerde maliyetleri kontrol altına alacak destekler devreye alınmadıkça enflasyon baskısı hafiflemeyecek.

Eylül verileri, sadece piyasa aktörlerine değil, doğrudan halkın alım gücüne de yansıyan bir tabloyu ortaya koyuyor. Enflasyonun tahminleri aşması, “iyimser senaryoların” artık daha dikkatli ele alınması gerektiğini söylüyor. Önümüzdeki aylarda fiyat hareketleri, hem Merkez Bankası’nın para politikası kararlarını hem de hükümetin ekonomi politikalarını belirlemede kritik öneme sahip olacak.