Son dönemde Borsa İstanbul’da yatırımcıların radarına giren iki sektör var: Enerji ve bilişim. Teknik göstergeler, bu iki sektörde dikkat çekici bir hareketliliğin işaretlerini veriyor. Hem kısa vadeli yükseliş sinyalleri hem de işlem hacmindeki artış, bu alanlarda güçlü bir teknik momentumun oluştuğunu ortaya koyuyor. Özellikle RSI ve MACD gibi göstergelerin uyumu ve kısa vadeli ortalamaların yukarı yönde kırılması, yatırımcının pozitif beklentisini besliyor.
Enerji sektöründeki yükseliş, sadece fiyat hareketleriyle sınırlı değil. Geleneksel enerji üretiminden çevreci dönüşüme kadar uzanan geniş bir yelpaze, bu yükselişe temel oluşturuyor. AHGAZ, AKENR, BIOEN, ENERY, EUPWR, IZENR, NATEN ve ZEDUR gibi hisselerde gözlemlenen teknik yapılar, hem kısa vadeli fırsat hem de sektörel dönüşüm sinyalleri sunuyor. MACD göstergesinin “al” sinyali üretmesi ya da kısa vadeli ortalamaların yukarı yönlü kırılması, teknik analizde pozitif birer eşik olarak görülüyor. Ayrıca IZENR ve ZEDUR gibi hisselerin son bir aylık zirvelerine ulaşması, yatırımcının bu alana yöneldiğini açıkça gösteriyor.
Bilişim tarafında ise dijital dönüşümün etkisi net bir şekilde görülüyor. Yazılım, iletişim ve dijital dağıtım alanlarında faaliyet gösteren firmalar, hem teknolojik altyapılarını genişletiyor hem de yatırımcı nezdinde daha görünür hale geliyor. INDES ve PCILT gibi hisselerdeki güçlü trend yapısı, bu dönüşümün borsadaki yansımalarını somutlaştırıyor. Özellikle iletişim teknolojilerine yapılan yatırımlar ve yazılım tabanlı çözümlerin artan önemi, bu alandaki firmaların önünü açıyor.
Ancak bu pozitif teknik görünüm, yatırım kararlarının sadece sinyallerle alınmasını meşrulaştırmamalı. Her ne kadar kısa vadeli alım fırsatları cazip olsa da, temel analizle desteklenmeyen teknik pozisyonlar uzun vadede zarar getirebilir. Yani, teknik göstergeler bir yol haritası sunsa da, rotayı belirleyen temel yapı ve şirketin faaliyet gücü olmalı. Enerji sektöründe kapasite artırımı, yatırım planları ve çevreci dönüşüm hamleleri; bilişim tarafında ise büyüme stratejileri ve yeni ürün geliştirme yetkinliği bu rotayı belirleyen temel faktörlerdir.
Yatırımcılar için dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur ise işlem hacmi. Teknik olarak kuvvetli görünen yapıların yüksek işlem hacmiyle desteklenmesi, sinyallerin daha güçlü ve kalıcı olduğunu gösterir. Aksi halde, düşük hacimli hareketler geçici dalgalar yaratabilir.
Sonuç olarak, enerji ve bilişim sektörleri şu an teknik açıdan güçlü bir görünüm sergiliyor. Ancak kalıcılık, bu görünümün temel verilerle desteklenmesine bağlı. Bu nedenle yatırımcıların sadece grafiklere değil, şirket raporlarına ve sektörel gelişmelere de kulak vermesi gerekiyor. Unutulmamalı ki; piyasada fırsatlar kadar riskler de sessizce birikir. Her yükseliş, bilinçli bir izleme ve analizle anlam kazanır.










